14 Mart 2014 Cuma

TAŞ HASTALIGI (STONEBROOD ) ETMENİ Taş hastalıgı Aspergillus cinsine baglı çeşitli fungusların sebep oldugu bir hastalıktır.Hastalıgın esas etmeni A.flavus olup ;bazen de A.fumigatus adlı mantarlardır.A.flavus sarı yeşil ,A.fumigatus ise gri yeşil renktedir.Bu mantarlar toprakta ve bitkilerde yaygın olarak bulunmakta ve hem ergin arılarda hemde yavrularda hastalıga yol açmaktadırlar.Ancak ergin arılardan çok larva ve pupalarda zararlı oldugu için yavru hastalıgı olarak kabul edilmektedir. İlk defa 1906 yılında Almanya’da Maassen tarafından kovanlarda teşhis ve tanımı yapılan hastalık daha sonra diger Avrupa ülkeleri ile Kuzey Amerika’da ortaya çıkmıştır.Türkiye’deki arıcılarca fazla tanınmayan ve önemsenmeyen Taş hastalıgı özellikle Karadeniz Bölgesinde zaman zaman arı ölümlerine yol açmaktadır. BULAŞMA VE YAYILMA Çeşitli yollarla kovana bulaşan mantar sporları ergin arıların veya larvaların nemli olan kütikülaları üzerinde çimlenerek gelişir.Miseller ,kütikül altı tabakayı delerek açıkta gelişen vegetatif flamentleri ve konidoforları oluşturur.Abdomen, bagırsakta gelişen misellerin ve sporların etkisiyle şişer.Vücudun arka ucundaki kütikül tabakasını parçalayan miseller kütikül üzerinde gelişmesini sürdürerek 2 – 3 gün içerisinde yalancı deri adı verilen bir tabaka oluştururlar.Bu sırada larva yeşilimtrak sarı renkte toz halindeki mantar sporları ile kaplanır.Bu durum ergin arılarda da aynı şekilde gelişir.Misellerin hava ile temas ettigi her yerde konidoforlar oluşmaya başlar. Misellerce salgılanan mikotoksinler nedeniyle hastalık tam olarak ortaya çıkar ve zehir etkisi 15 gün sürer.Hastalıklı larvalar her yaşta ölebilmekle beraber ; yavru ölümlerinin çogu pupa döneminden önce meydana gelir.Ergin arılar da her yaşta hastalanabilirler.Fakat yazdan kalan yaşlı ergin arılar çok daha duyarlıdırlar. Misellerin salgıladıgı zehirli madde çekirgeler ve diger bazı böcekler ,kuşlar,kümes hayvanları ,büyük ve küçük baş hayvanlar ve insanlarda zehirlenmelere veya agır seyreden solunum yolları hastalıklarına yol açmaktadır.Mantar bala geçtiginden hasta kovanların balı hasat edilmemeli ve arı yemlemede kullanılmamalıdır.Bulaşık ballar insanlarda agız ve diş eti iltihaplarına , göz ve karın agrılarına ve hatta dizanteriye sebep olabilmektedir.Hastalıgın bulaşma ve yayılmasında kovan içindeki % 80 – 85 düzeyine ulaşan ve giderilemeyen yükske nem en önemli faktörlerden birisidir.Zayıf kolonilerdeki düşük ısıya maruz kalan veya yetersiz beslenen yavrular daha çabuk etkilenir. BELİRTİLER A.flavus ,sarımtırak yeşil renktedir.Çogaldıkça koyu yeşil bir renk alır.Ölen larva mumya gibi kuruyarak petek gözü içerisine yapışır.Hastalıgın ileri aşamalarında küf petek gözünü tümüyle doldurur.Bu dönemde bulaşık gözler polen depolanmış gözlerle birbirine karıştırılır.Larvalar petek gözüne yapışık oldugundan arılar tarafından temizlenemezler. KORUNMA VE KONTROL 1.Taş hastalıgından korunmada alınacak önlemler Kireç hastalıgında sözü edilenlerle aynıdır. 2.Nemli ortamda A.flavus’un gelişmesini hızlandırdıgından kovanlarda çok iyi bir havalandırma düzeni kurularak nem birikimi önlenmelidir. 3.Hastalıgın yeni bulaştıgı kolonilerdeki arılar ,temiz bir kovana silkelendikten sonra bulaşık petekler çerçeveleriyle birlikte yakılarak imha edilmelidir.Kovan gövdesi ve dip tahtası pirimüzle iyice yakılmalı veya kaynar sodalı suyla ya da % 4’lük formalinle dezenfekte edilmelidir. 4.Erken teşhis edilememiş ve hastalıgın ilerlemiş oldugu kolonilerde ise hasta ve sürünmekte olan arılar yakılarak yol edilmelidir. 5. Sonbaharda kovanlardan alınan fazla petekler iyi muhafaza edilmelidir

Hiç yorum yok: