8 Ağustos 2013 Perşembe

Bir arının hayatı Doğada çalışkanlıklarıyla ün yapan arılar, 42 günlük ömürlerinde, ''mucizevi besin'' balı üretirken kat ettikleri mesafeler, iletişim becerileri, savunma mekanizmaları ve örnek yardımlaşmalarıyla dikkati çekiyor. Bal arılarının, ''bal'', ''bal mumu'', ''arı sütü'', ''arı zehiri'', ''polen'' ve ''propolis'' gibi insan sağlığı ve beslenmesi yönünden son derece değerli ürünleri üretmesi ve toplaması yanında doğal ve tarımı yapılan bitkilerde sağladığı tozlaşma hizmetleriyle de doğal denge ve tarımsal üretimde hayati önemi bulunuyor. Bal arıları, herhangi bir yuvada koloni oluşturarak yaşamlarını sürdürür. Aile yaşamında iş bölümü, yardımlaşma ve çalışkanlık temel kurallarıdır. Bir bal arısı ailesi, ''ana arı'', ''işçi arı'' ve ''erkek arı'' olmak üzere, birinin görevini diğerinin yapamadığı üç farklı bireyi içerir. ''Bey'' ya da ''kraliçe'' olarak bilinen ana arı, ana arı hücresine bırakılan döllü bir yumurtanın larva döneminde, işçi arı olacak larvaya göre daha sık ve daha zengin gıda (arı sütü) ile özel beslenmesi sonucu yumurtadan yetişkine toplam 16 günde oluşur. Ana arı kolonideki en önemli birey olup, koloni verimliliği ve arıcının gelir düzeyi üzerinde doğrudan etkide bulunur. Tek görevi olan yumurtlaması sayesinde koloninin sürekliliğini devam ettirir. Yumurtadan yetişkine toplam 21 günde oluşan işçi arılar, koloni için gerekli olan tüm işlerin yerine getirilmesinden sorumludur. İlkbahar ile sonbahar arısındaki aktif dönemde ömürleri 42 gün olan işçi arılar, ilk 21 günde kovan içinde iç hizmet arısı olarak temizlik, yavrunun ve ana arının beslenmesi, arı sütü salgılama, balın olgunlaştırılması, mum salgılayarak petek örme ve kovan girişinde bekçilik gibi görevleri üstlenir. Çıkıştan sonraki ikinci 21 günde ise dış hizmet arısı olarak nektar (bal özü), salgı, polen, su ve propolis toplarlar. Yeni yetiştirilen ana arılarla çiftleşmeleri dışında herhangi bir görevi olmayan erkek arılar ise hazır tüketici konumundadır. Bu yüzden görevleri gereği ilkbaharda, özellikle oğul döneminde ana arı ve işçi arıların aksine, ana arının dölsüz yumurtlaması sonucu yumurtadan yetişkine 24 günde oluşur. Oğul mevsiminin bitmesine müteakip görevleri de bitmiş olacağından, yazın ve erken sonbaharda işçi arılar tarafından kovan dışına atılarak ölüme terk edilir. Erkek arılar, zehir bezi ve iğne gibi organlara sahip olmadığından kendilerini savunamaz. SAATTEKİ HIZLARI 50 KİLOMETREYE YAKLAŞIYOR Arıların başlarında gözleri, duyargaları ve beslenme organları bulunur. Baş, vücudun ikinci kısmı olan göğüse ince oynak bir boyunla bağlıdır. Göğüs ve karın, segment denilen halkalardan oluşur. Arının petek şeklinde bir çift bileşik ve üç adet basit gözü vardır. Basit gözlerin her biri binlerce küçük üniteden oluşur. Bileşik göz, ana arıda 3 bin, işçi arıda 4 bin, erkek arıda 8 binden fazla basit gözün birleşmesinden meydana gelir. Başta bir çift duyarga bulunur. Bunlar koku, tat ve dokunma hissetme duyularını sağlar. Duyargalar içerisindeki sinir uçları sayesinde duyularına ek olarak rüzgar hızını ve hava sıcaklığını da algılayabilirler. Arıların duyargaları o kadar hassastır ki, iki kilometre mesafeden balın kokusunu alırlar. Göğüs, arının hareket merkezidir. Orta bacakları üzerinde polen fırçası denilen sert tüyler bulunur. Bunlar çiçeklerde bulunan polenin göğüsten ve ön bacaklardan arka bacaklara aktarılmasını ve arka bacaklarda bulunan polen sepetine toplanmasını sağlar. Bu polen sepetçikleri, polenin kovana taşınması görevini görür. Kanatlar çok ince zar şeklinde olup iki çifttir. Uçuşta arka kanatlardaki kanca sayesinde ikisi birlikte çalışır, uçuşu ve uçuşu yönlendirmeyi de sağlar. Arının uçuş sırasındaki hızı saatte 50 kilometreye yaklaşır. Arılar kendi hayatını tehlikede görmediği sürece insanı sokmaz. Arıliarın sokması, savunmalarının en son aşamasıdır. Önce sesle uyarırlar, daha sonra toplu halde gürültü yaparlar, hala tehlike hissederlerse hızla tehlike gelen yere doğru uçup çarparak korkutmaya çalışırlar, bu da olmazsa en son sokarlar. Arının iğnesi böceklere karşı savunma olduğundan sert kabuktan çıkabilir, insan ve hayvan etinden çıkmaz. İğnesi bağırsaklara bağlı olduğundan iç organları parçalanır ve telef olurlar. DAKİKADA 11 BİN 400 KEZ KANAT ÇIRPABİLİYORLAR Arıları diğer bazı hayvanlardan üstün kılan özelliklerinden bazıları şöyle: - Bir kilo bal için 40 bin arının 6 milyon kez çiçeğe konması gerekir. - Dünyanın en hızlı bilgisayarlarından biri saniyede 16 milyar aritmetik işlem yapabilir. Bal arısı ise aynı sürede daha az enerji harcayarak 10 trilyonluk işlem yapma kapasitesine sahiptir. - 10 mikrovattan daha az enerji tüketen bal arısının beyni, günümüzde üretilen en verimli bilgisayardan 100 milyon kat daha üstündür. - Bal arıları bir peteği doldurabilmek için 100 milyon çiçeğin nektarını toplayabilir ve 100 bin kilometre boyunca kanat çırpabilir. - Bir koloninin bir kilogram bal üretebilmesi için dünyanın etrafını 6 kez dönmeye eşdeğer bir uçuş yapması, bir arının dünyanın çevresini dönmesi için yaklaşık 25 kilogram bal tüketmesi gerekir. - Uçan bir arının her kilometrede, enerji için yarım miligram (gramın 2 binde biri) bala ihtiyacı bulunur. Bir arı bir litre balla 25 kilometre hızla ve saniyede 200-250 kez kanat çırparak 3 milyon kilometre kat edebilir. - Kraliçe arının bir günde yumurtladığı yumurta ağırlığı, kendi ağırlığının 20 katına erişebilir. - Arı, vücut ağırlığının 330 katı yük çekebilir. - Bir petek gözünün derinliği 12 milimetre, duvarlarının kalınlığı ise milimetrenin 20'de biri kadardır. Buna rağmen bal ile doldurulduğunda petek hiçbir zarar görmez. - Bir işçi arı, 42 günlük hayatı boyunca çay kaşığının 12'de biri kadar bal yapabilir. - Bir bal arısı, bir seferlik polen toplama gezisinde 50-100 çiçeği ziyaret eder. - Arılar, birbirleriyle dans ederek iletişim kurar. Bal arası dans ederek diğer bal arısına nektar ve polenin nerede olduğunu işaret eder. - Arılar mavi rengi ayırt edebilir, ancak kırmızıyı, koyu gri ve siyah olarak algılar. - Bal arıları dakikada 11 bin 400 kez kanat çırpar, bu da vızıltı sesinin nedenidir.
Bal arısı Vikipedi, özgür ansiklopedi Vikipedi:Taksokutu Bal arısı Bee1web.jpg Bilimsel sınıflandırma Alem: Animalia (Hayvanlar) Şube: Arthropoda (Eklem bacaklılar) Alt şube: Hexapoda Sınıf: Insecta Takım: Hymenoptera (Zarkanatlılar) Familya: Apidae Cins: Apis Türler Evcil bal arısı (Apis mellifera) Küçük bal arısı (Apis florea) Dev bal arısı (A. dorsata) Doğu bal arısı (Apis cerana) Koschevnikov bal arısı (Apis koschevnikovi) Kara cüce bal arısı (Apis andreniformis) Apis nigrocincta Dış bağlantılar Commons-logo.svg Wikimedia Commons'ta Bal arısı ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur. Wikispecies-logo.svg Wikispecies'te Bal arısı ile ilgili detaylı taksonomi bilgileri bulunur. Apis mellifera carnica Bal arıları (Apis) komün yaşamı sürdüren sosyal böcekler olarak, herhangi bir yuvada koloni oluştururlar. Bal arısı kolonisi, bir kraliçe (Ana arı), birkaç yüz erkek arı ve 10-80 bin işçi arıdan oluşur. Görünüş olarak birbirinden farklı olan bu üç arıdan kraliçe arı ve işçi arılar dişidir. Dış görünüş olarak arılar birbirlerine çok benzerler. Bu benzerliğe rağmen kovana giren herhangi bir yabancı arı tanınır ve kovandan dışarı atılır ya da öldürülür. Her kovanda kraliçenin salgıladığı bir kimyasal madde vardır ve kovandaki bütün arılar bu maddeyi kraliçeden alırlar yani kraliçe ile aynı kokuya sahip olurlar. Bu madde sayesinde aynı kolonideki bütün bireyler birbirlerini kolaylıkla tanırlar. Konu başlıkları [gizle] 1 Arılar 2 Kraliçe arı 3 İşçi Arı 4 Erkek Arı 5 Dış bağlantılar 6 Resimler Arılar[değiştir] Bal arısı (Apis mellifera) 1,2 cm uzunluğundadır. Baş ve göğüs bölümü az çok kıllıdır ve genellikle sarı tonlardaki rengi soydan soya değişir. İki büyük bileşik göz ve üç basit göz, başın tepesinde yer alır. Koku alıcı iki duyarlı anten de keskin görme duyusuna yardımcı olur. Bal arıları toplu halde yaşayan canlılardır ve kovanda yaşamın devamlılığını sağlamak için hep birlikte çalışırlar. Bir kovanda işçi arılar, ana arı ve erkek arılar bulunur. İşçi arılar kovandaki bütün işleri üstlenmişlerdir ve büyüdükleri hücreden çıktıkları andan itibaren gelişimleri ile orantılı olarak kovan içindeki görevleri de değişir. İşçi arılar yaşamları boyunca kovan içindeki her türlü işle ilgilenmiş olurlar. İlk üç günleri kovan temizleyicisi olarak geçer. Kraliçe ve işçi arıların iğnesi olduğu halde bal yapmayan erkek arılar iğnesizdir. Erkek arıların spermini vücudundaki sperm kesesinde depolayan kraliçe arının petek gözlerine yumurtalarını bırakırken bu spermlerle döllenen yumurtalarının gelişmesiyle dişi arılar, az sayıda da olsa döllenmeden düşen yumurtalarından ise erkek arılar oluşur. Kraliçe arı larva halinden itibaren işçi arıların tükürük bezlerince salgılanan arısütüyle beslenerek anaarı haline gelir. Kraliçe arı[değiştir] Ana madde: Kraliçe arı Kraliçe arı, petek gözlerine bırakılmış bulunan döllü bir yumurtanın larva döneminde, İşçi Arı olacak larvaya göre daha sık ve daha zengin gıda (Arı sütü) ile özel beslenmesi sonucunda yumurtadan yetişkine toplam 16 günde ulaşır.Daha sonra erişkin anaarılar, içlerinden yalnızca bir tanesi kovanda kalıncaya değin kıyasıya dövüşürler. Bu yeni anaarı kovanın eski anaarısına saldırır. O da yeni bir koloni kurmak üzere bir sürüyle birlikte kovanı terk eder. Buna arıcılıkta oğul verme denir. Bu şekilde arı kolonisi ikiye bölünmüş olur.Arı kolonilerinin her birinde sadece bir kraliçe bulunur ve bu kraliçe arı diğer dişilere göre daha büyüktür. Temel görevi ise yumurtlamaktır. Üreme sadece kraliçe arı vasıtasıyla olur, onun dışında diğer işçi arılar erkeklerle çiftleşemezler. Kraliçe, yumurtlamadan başka, koloninin bütünlüğünü ve kovandaki sistemin işleyişini sağlayan önemli maddeler de salgılar. Kaliteli ve genç bir Kraliçe Arı, diğer kovan içi ve kovan dışı şartlar da elverişli ise günde 2000 dolayında yumurta yumurtlayabilir. Ayrıca arıların başıdır. Çiftleşmede önemli rol oynar. İşçi Arı[değiştir] Kovan temizliği arıların ve larvaların sağlığı açısından çok önemlidir. Arılar kovanda gereksiz gördükleri her şeyi dışarı taşırlar, taşıyamayacakları kadar büyük olan ve kovana dışarıdan giren böcekleri de öldürürler ve propolis ile kaplayarak bir nevi mumyalama işlemi yaparlar. Propolisin özelliği, içinde bakteri barınamamasıdır. Yani mumyalama işi için ideal bir maddedir. Bal petekleri Arılar 3. günden sonraki bir hafta boyunca ise adeta dadılık yaparlar. Vücutlarındaki bazı salgı bezlerinin harekete geçmesi üzerine, larvaların bakımı işine yönelirler. Larvaların bütün bakımıyla 3 ila 10 günlük arılar ilgilenirler. Larvaların kimini arı sütüyle, kimini de bal ve çiçek tozu karışımıyla beslerler.İşçi arılar kovan çevresinden en fazla 5 kilometre gidebilirler. 10. gününden itibaren işçilerin karnındaki balmumu bezleri gelişmeye başlar ve balmumu yapacak hale gelirler. İşçi arılar artık balmumuyla petek inşa eden inşaat işçileridirler. Arılar 10 gün boyunca petek üretimine devam ederler. Ama doğumlarının 20. gününde yine görev değiştirirler. Bu kez kovan girişinde gardiyanlık yaparlar. Arıların vücudunda yine bir değişim olur ve iğne bezleri zehir üretmeye başlar ve gardiyan olan arılar kovan kapısında nöbet tutarak davetsiz misafirlerin içeri girmesini engellerler.Arılar toplam altı haftalık hayatlarının kalan bölümünde çiçekleri araştıran birer balözü toplayıcısı olurlar. İşçi arıların tamamı dişidir ancak üreme yetenekleri yoktur ve erkek arılarla çiftleşmezler. Erkek Arı[değiştir] Dişilerden iridirler ama İğneleri ve Kendilerine Besin Toplayabilecek Organları Yoktur. Tek fonksiyonları kraliçeyi döllemektir.Erkek arılar işçilerden günlerce sonra erişkin durumuna gelebilir.
Coğrafi dağılımı Batı bal arısı Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları özgüdür. 1600'lerin itibariyle, böcek iki yüzyıl sonra diğer Avrupa alt türü sonraki tanıtımları ile, Kuzey Amerika tanıtıldı. [1] O zamandan bu yana, onlar Amerika genelinde yayıldı. Onlar Avrasya içine Afrika'dan yayılmış olarak Batı bal arıları coğrafi yarış içine farklılaşmış. [2] Şu anda, bu coğrafi varyasyonlar dayalı 28 alttür kabul edilmektedir. [Kaynak belirtilmeli] üreme uyarlama olası geçiş yapabilir ama Tüm Irklar, çapraz verimlidir. 28 alt türü Ruttner tarafından çalışma göre dört ana dallarından biri atanabilir, ve daha sonra mitokondriyal DNA analizi ile doğruladı. Afrika alt türü şube M, şube C güneybatı Avrupa alt türü ve şube O. Ortadoğu alt türü alt türü gruplandırılmış ve kenar çubuğu listelenen bir, kuzeybatı Avrupa alt türü şube atanır. Lokalize varyasyonları ile bu coğrafyalarda A. m gibi yakın gelecekte belirlenen alt türü, olabilir. Ortadoğu alt türü dalında dahil olacağını Tanrı Dağları, gelen pomonella. Bal arıları son buzul çağından sonra yayılmış olarak coğrafi izolasyon çok sayıda uyarlamalar yol açtı. Bu uyarlamalar damızlık yerel flora çiçeklenme dönemi ile senkronize döngüleri, soğuk iklimlerde bir kış küme oluşturan, göçmen Afrika kaynıyor, çöl alanlarında gelişmiş yiyecek arama davranışı, ve çok sayıda diğer kalıtsal özellikleri içerir. Biyoloji, yaşam döngüsü Ana madde: Bal arısı yaşam döngüsü Sağa sola ve yumurta larva Uçağı pupa Drone pupa gelişme aşamaları Ilıman bölge olarak, bal arıları bir koloni olarak kışı ve kraliçe geç kış ortalarında yumurtlama başlar, bahar hazırlanmak için. Bu büyük olasılıkla daha uzun bir gün uzunluğu ile tetiklenir. O, yalnızca verimli bir kadın ve diğer arılar imal edildiği bütün yumurta bırakır. O uçağı çiftleşmek için çeşitli uçuş yapabilir, ya da o yeni bir koloni kurmak için bir sürü daha sonra hayatta bırakırsa larvalar anaç arı olduktan sonra, kraliçe nadiren kovanı çıktığında kısa bir çiftleşme dönemi hariç. Kraliçe işçi arılar tarafından hazırlanan bir hücrede her bir yumurta bırakır. Yumurta 'hemşire' arılar (koloni iç korumak işçi arılar) tarafından beslenen küçük bir larva haline kapakları. Yaklaşık bir hafta sonra, larva hemşire arılar tarafından hücre kadar mühürlü ve pupa aşaması başlar. Bir hafta sonra, bir yetişkin arı ortaya çıkacaktır. Hayatlarının ilk 10 gün için, kadın işçi arıların kovanı temizlemek ve larvaları beslemek. Bu sonra, tarak hücreleri inşa başlar. 20 ile 16 gün, bir işçi yaşlı işçiler ve saklar nektar ve polen alır. 20. günün ardından, bir işçi kovanı bırakır ve toplayıcı olarak ömrünün kalan harcıyor. Yaz ortasında sağlıklı bir kovan nüfusu 40.000 ve 80.000 arılar arasında ortalama olabilir. Petek bir çerçeve içinde larva ve pupa damızlık çerçeve olarak adlandırılır ve sık sık yeni arı kovanları başlatmak için diğer arıcılar için arıcılar tarafından (arılar kalarak ile) satılmaktadır. Her iki işçi ve kraliçeler larva dönemi ilk üç gün boyunca "arı sütü" beslenir. Kraliçeler yönelik bu arı sütü almaya devam ederken daha sonra işçiler, polen ve nektar ya da sulandırılmış bal bir diyet değiştirilir. Bu aynı zamanda daha büyük ve tam cinsel gelişmiş olurken larva, daha hızlı pupa aşamasına geliştirmek neden olur. Kraliçe yetiştiricileri iyi genetik ve çiftleşmelerin yeterli sayıda da olmak faktörlerle, yükseltilmiş kraliçeler kalitesi için kritik öneme sahip olduğu larva aşamasında iyi beslenme düşünün. Larva ve pupa aşamalarında, çeşitli parazitler pupa / larva saldırı ve onu yok ya da zarar verebilir. Queens petek tipik yatay yavru hücrelerinde gündeme değildir. Tipik kraliçe hücre özel çok daha büyük olarak inşa ve bir dikey vardır. Ancak, işçilerin eski kraliçe zayıflıyor duygusu gerekir, onlar supersedure hücreleri olarak bilinen acil hücreleri üretecek. Bu hücreler, bir yumurta veya çok genç larvalar olan bir hücre yapılır. Bu hücreler, tarak çıkıntı yapar. Kraliçe larva besleme ve pupates bitirir gibi, o daha sonra hücrenin kendi çıkış yolu çiğnemek hangi, bir baş aşağı pozisyona hareket eder. Pupa devresi de, işçilerin kap veya hücre mühür. Hemen önce kendi hücrelerinden çıkan için, genç kraliçeler sık sık "boru" duyulabilir. Kraliçe bu gürültü onu alanı kanıtlamak için yapar. Eğer başarılı olursa, bu boru işçi arılar üzerinde yatıştırıcı ve uyum etkisi var gibi görünüyor. [3] İşçi arılar infertil kadın, ancak bazı durumlarda, genellikle sadece ağır stres zamanlarında ya da kaybı ya da yaralanma veya kraliçe bozulan sağlığı, onlar infertil yumurtalarını ve bazı alt tür bu yumurta aslında verimli olabilir. Işçi arıların kusurlu 'kadın (tam cinsel gelişmemiş) olduğundan Ancak, bu uçağı ile arkadaşı yok. Onlar yatıyordu herhangi bir bereketli yumurta annelerinin sadece genetik katkı sahip, haploid olur ve bal arıları bu haploid yumurta her zaman uçağı dönüşecek. İşçi arılar da, kovanı inşa temiz ve kovanı korumak, genç yükseltmek, nektar ve polen için kovanı ve yem korumak için kullanılan balmumu salgılarlar. Bal arıları olarak, işçi arılar kovanı savunmak için acı hangi ile bir stinger adlı değiştirilmiş bir yumurtlama borusu var, ancak diğer cins (ve hatta kendi türünün vezir aksine) diğer arılar aksine, stinger dikenli olduğunu. Sanılanın aksine, arı her zaman ısırgan kısa bir süre sonra ölmek değil: Bu yanlış bir arı genellikle bir insan veya diğer memeli batma sonra ölecek gerçeğine dayanır. Acı ve ilgili zehir kesesi kez teslim vücudun (autotomy) ücretsiz çekme şekilde değiştirilmiş ve acı cihazı bir kez müstakil teslim zehir tutmak için izin kendi kas ve ganglion vardır vardır. Acı üzerinde kancalar dahil olmak üzere bu karmaşık cihaz, barbuslar işlev yok gibi acı elastik malzeme gömülü sürece (ve acı cihazı ayırmak değil), omurgalılar ile avlanma yanıt olarak özellikle gelişmiştir tahmin edilmektedir. O zaman bile, barbuslar her zaman "yakalamak" değil, bu nedenle arı bazen çekebilir serbest acı ve ya sağ salim uçup, ya da tekrar acı. Drones Uçağı koloninin erkek arılar. Onlar ovipositors olmadığı için, onlar da stingers yok. Drone bal arıları nektar ve polen için yem yok. Bazı türlerde, onlar kovanının sıcaklığı düzenlenmesinde katkıda bulunan bir rol oynadığı tahmin edilmektedir. Bir drone arı temel amacı yeni bir kraliçe döller etmektir. Çoklu uçağı uçuş herhangi bir kraliçe çiftleşmek olacak ve her hemen çiftleşme sonra ölecek, tohumlama süreci bir ölümcül sarsıcı çaba gerektirir. Drone bal arıları kendi genetik yapısında (tek, eşleşmemiş kromozom olan) haploid ve sadece anneleri, kraliçe türemiştir. Onlar gerçekten bir babam yok. Özünde, sondalar uçan gamet eşdeğerdir. Ilıman iklim bölgelerde, uçağı genellikle kış önce kovanı ihraç edilir ve yem mümkün olduğundan, soğuk ve açlıktan ölüme terk, bal üretmek, ya da kendilerine dikkat çekmek. Yaşam beklentisi En alt tür içinde kraliçenin ortalama ömrü üç-dört yılda bir. Ancak, daha önce arıcılık için kullanılan Alman / Avrupa siyah arı alt türü raporları, kraliçe sekiz yıla kadar yaşayabilir göstermektedir. [4] kraliçeler hayatlarının sonuna doğru, sperm kendi mağaza tüketmek Çünkü döşeme daha başlangıç yumurta döllenmemiş. Arıcılar bu nedenle sık sık kraliçe her yıl veya iki yılda bir değiştirin. İşçilerin ömrü uzun bir kış olan yerlerde yıl içinde büyük ölçüde değişir. Sonbaharda doğanlar koloni kümeleri olarak birkaç ay boyunca içeride kalacak ise bahar ve yaz aylarında doğan işçi, sıkı çalışma ve sadece birkaç hafta yaşayacak. Ortalama olarak, yıl boyunca, bir koloninin işçi arıların yaklaşık yüzde biri günde doğal olarak ölür. [5] kraliçe dışında, koloninin işçilerin tüm bu nedenle her dört ayda bir değiştirilir. Bal üretimi "Dil" kısmen genişletilmiş ile bal arısı Bir bal arısı en "dil" büyütülmüş görüntüsü Arılar karmaşık şekerler ile yaklaşık% 80 su, oluşan açık bir sıvıdır nektar, toplayarak bal üretmek. Toplama arılar ikinci bir mide nektar depolamak ve işçi arılar nektar kaldırmak kovanı, geri dönmek. İşçi arılar basit olanları içine karmaşık şekerler kırmak için enzimler kullanarak yaklaşık 30 dakika için ham nektar sindirmek. Ham bal sonra az% 20 su içeriği azaltır, kuru boş petek hücrelerin dışarı yayılır. Nektar işleme edilirken, bal arıları kendi kanatlarıyla havalandırarak kovanı ile bir taslak oluşturun. Kuruduktan sonra, petek hücreleri korumak için bal mumu ile (sınırlı) mühürlenir. Bir kovan duman algıladığında, birçok arılar son derece agresif olmayan olmak, bu bir savunma mekanizması olduğu iddia edilir. Vahşi koloniler genellikle içi boş ağaçlarda yaşayan ve arılar duman tespit zaman, onlar mümkün olduğunca çok gıda rezerv taşıyan, bir orman yangını boşaltmalarını hazırlamak varsayılmaktadır. Bunu yapmak için, onlar bal en yakın bal depolama hücreleri ve geçit gidecek. Avlanma gelen savunma mümkün olduğu kadar çok gıda olarak tasarruf daha az önemli olduğu bu durumda, onlar, oldukça uysal. Isı kontrolü Bal arısı 35 bir iç vücut ısısı ihtiyacı ° C (95 ° F) uçmak için - de küme içinde muhafaza sıcaklığı olan. Aynı sıcaklığı damızlık geliştirmek için uzun süre yavru yuva gerekli, ve mum oluşturulması için en uygun sıcaklık olduğunu. Kümenin çevre üzerindeki sıcaklık dış hava sıcaklığı ile değişir ve kış kümede, iç sıcaklığı 20-22 ° C (68-72 ° F) kadar düşük olabilir. Bal arıları bir 30 yem edebiliyoruz ° C (54 ° F) kendi uçuş kaslarının sıcaklık düzenleyen davranışsal ve fizyolojik mekanizmalara sahip büyük nedeni hava sıcaklığı aralığı,. Çok yüksek hava sıcaklıkları çok düşük, ardışık mekanizma: uçuş öncesi titreme ve gelen evaporatif soğutma, ek titreme, iş çaba bir fonksiyonu olan bir konfor aralığında pasif vücut ısı düzenleme, ve son olarak, aktif ısı dağılımı için uçuş durdurma regurgitated bal kesesi içeriği. Bakımı vücut sıcaklığı kast ve beklenen yiyecek arama ödülleri bağlı olarak değişir. [6] Yiyecek arama için en uygun hava sıcaklığı 22-25 ° C (72-77 ° F). Uçuş sırasında, oldukça büyük uçuş kaslarının dağıtmak gereken, ısı oluşturmak. Bal arısı kendi ağzından ısı serbest bırakmak için soğutma buharlaşma biçimi kullanır. Sıcak koşullar altında, göğüs ısı kafa aracılığıyla harcanmış olduğunu,. Arı sıcak iç sıvı damlacık regurgitates - bir "honeycrop damlacık" - hemen 10 ° C (18 ° F) [7] tarafından baş sıcaklık soğur 7-10 ° C (45-50 ° F), arılar hareketsiz hale gelir ve 38 ° C (100 ° F), faaliyetlerini yavaşlatır. Bal arıları 50 sıcaklığa kadar dayanabilen ° C (122 ° F) kısa süreli. Queens Ana madde: Kraliçe arı Periyodik olarak, koloni yeni bir kraliçe gereklidir belirler. Üç genel tetikler vardır: Kovanı yeni yumurta için küçük bir oda bırakarak, bal ile dolu olduğu için koloni uzay-kısıtlı hale gelir. Bu eski kraliçe eski koloni devam etmek için işçi arıların diğer yarısı ile yeni kraliçe bırakarak, yeni bir koloni kurmak yarısı işçi arıların alacak bir sürü tetikler. Eski kraliçe başarısız başlar. Bu kovan boyunca kraliçe feromonlar bir azalma tarafından tanınması düşünülmektedir. Bu durum supersedure denir; supersedure sonunda, eski kraliçe genellikle öldürülür. Eski kraliçe aniden ölür. Bu durum, acil supersedure olarak bilinir. İşçi arılar birkaç yumurta ya da yaş aralığı hakkının larvaları bulmak ve kraliçeler bunları geliştirmek için çalışacaktır. Yeni kraliçe hücreleri tarak düzenli hücrelerinden yerine bir çerçevenin alt sarkan daha dışarı inşa çünkü Acil supersedure genel olarak kabul edilebilir. Ne olursa olsun tetik, işçiler onları bir pupa olarak uzun bir gelişme tetikler arı sütü, beslemek için devam ederek kraliçeler içine larva gelişir. Fıstık gibi kraliçe yavru hücreleri kuluçka tarak dışarıya doğru genişletilir. Bakire kraliçe ortaya, o genellikle diğer kraliçe hücreleri bulmak ve içinde bebek kraliçeler acı düşünülmektedir. Iki queens aynı anda ortaya gerektiğini, onlar ölümüne mücadele düşünülmektedir. Son çalışmalar, ancak, Apis mellifera kolonilerin kadar 10% iki queens sürdürebilirler göstermiştir. Bu durumda hangi mekanizma henüz bilinmemektedir, ancak bazı Güney Afrika alt türü daha sık oluştuğu bildirilmiştir. [Kaynak belirtilmeli] Ne olursa olsun, kraliçe feromon karmaşık paketinin serbest bırakılması ile işçi arılar üzerinde onu kontrolü iddia kraliçe kokusu denir. Kovan içinde ve çevresinde yönelim birkaç gün sonra, genç kraliçe farklı kovanlardan uçağı araya eğilimindedir bir drone cemaat noktası (yerden bir takas ve genellikle yaklaşık 30 feet (9.1 m) yakın bir site), uçar Bir dönen hava kütlesi. Uçağı onun kokusu ile kendi cemaat alanında bir kraliçe varlığını tespit ve sonra havada (onlar kraliçe feromon uygulanan varsa uçağı "kukla" kraliçe çiftleşmek için neden olabilir) onunla birlikte görme ve arkadaşı onu bulmak. Bir kraliçe birden çok kez arkadaşı ve üst üste birkaç gün çiftleşmek için bırakabilir, onun spermatheca dolana kadar hava, izin. Kraliçe sağlıklı bir koloni tüm yumurta bırakır. Yumurta döşeme sayısı ve hızı hava, kaynakların durumu ve bal arısı belirli ırk özellikleri ile kontrol edilir. Queens genellikle erken sonbaharda yumurta döşeme yavaş başlar ve hatta kışın durabilir. Gün bahar daha uzun ve tepe almak başladığınızda yumurta döşeme genellikle en kısa sürede kış sonu devam edecek. Kendi vücut kitle daha - sezonunun zirvesinde, kraliçe günlük 2.500 yumurta üzerinde yatıyordu olabilir. Bu spermatheca saklanan sperm kullanarak bir işçi-boyutlu hücre içine atılmaktadır olarak Kraliçe her yumurtayı döller. Hücreler (büyük) drone boyutlu içine koydu yumurta döllenmemiş bırakılır. Döllenmemiş yumurta kraliçe veya işçi yumurta gibi sadece yarısı gibi birçok gen var ve uçağı haline. Kraliçe-İşçi Çatışma Ana madde: İşçi polislik Verimli bir kadın işçi uçağı üreten durumlarda, bir çatışma onu ilgi ve kraliçe olanlar arasında ortaya çıkar. Kraliçe bu üzerinde kendi yavruları lehine kardeşleri ile drone ve çeyrek ile onu genlerin işçi hisseleri yarı,. Kraliçe, ancak, hisse doğurgan kadın işçilerin oğlu ile oğulları ve sadece dörtte onu genlerin yarısı. [8] Bu durum, kraliçe ve diğer işçilerin karşı işçinin ilgi karşıya, kim her çalışacağız En bunlarla ilgili yavru yetiştirme ile üreme spor en üst düzeye çıkarmak. Bu ilişki "işçi polislik" olarak bilinen fenomen yol açar. Bu nadir durumlarda, daha fazla genetik verimli işçilerin daha kraliçenin oğlu ile ilgili ve aktif kovanı devriye ve işçi-koydu yumurta kaldırır kovandaki diğer işçi arılar. Işçi-tabanlı polislik diğer biçimi verimli kadın karşı saldırganlık olduğunu. [9] Bazı çalışmalar diğer çalışmalar iddia ise, işçi ve kraliçe koydu yumurta ayrımcılık işçilerin yardımcı olabilir bir kraliçe feromon varlığını ileri sürmüşlerdir ki yumurta canlılığı olan davranış ortaya çıkarmak önemli bir fark. [10] [11] İşçi polislik işçi üreme yararları azalır ve kraliçenin yavru yetiştirme yararına yükseltilmiş edildiği, zorla fedakarlık örneğidir. Çok nadir durumlarda, işçilerin kovanının polislik mekanizmaları yıkmak ve diğer işçiler tarafından daha düşük bir oranda kaldırılır yumurta bırakabilir, bir durum "anarşik sendromu" olarak adlandırılır. Anarşik işçiler daha yüksek bir oranda onların yumurtalıklar etkinleştirmek ve kovana erkeklerin daha büyük oranda katkıda bulunabilir. Uçağı sayısında artış kovanı genel verimliliğini azaltmak olsa da, uçağı anası üreme spor büyük ölçüde artacaktır. Bu nedenle, anarşik sendromu kovanı stabilite için ters yönde bireysel ve grup düzeydeki çalışma seçeneklerini bir örnektir. [12] Normal şartlar altında, bir kraliçe ölümü veya kaldırma işçi üreme artırmak için yeterlidir. Işçilerin önemli bir kısmı bir kraliçe yokluğunda aktif yumurtalıkların olacaktır. Kovanı sonunda çöker önce kovanının işçi uçağı bir son toplu üretmek. Bu dönemde, işçi polislik fark yoktur. Ancak, arıların bazı gruplar halinde, işçi polislik devam ediyor. [13] Bir kraliçe arkadaşı çarpma yoksa akraba seçimi teorisine göre, işçi polislik tercih değildir. İşçiler kendi genlerinin dörtte üçü tarafından ilgili olacağını ve böylece kraliçe oğulları ve diğer işçilerin arasındaki akrabalığı fark azalacaktır. Bu nedenle, polis yoluyla elde edilen fayda etkisiz. Bu koşullar altında, polis daha az tercih edilmektedir. Bu hipotezi doğrulayan deneyler yüksek çiftleşme oranları ve sosyal hymenoptera birçok türü içinde polislik işçinin artış oranları arasında bir ilişki göstermiştir. [14] Genom Ayrıca bkz: Honey Bee Genom Sıralama Konsorsiyumu Ayrıca bkz: Apis mellifera Subspecies Avrupa bal arısı kendi genom haritası için, meyve sineği ve sivrisinek sonra, üçüncü böcek. Genetik kodu analiz bilim adamlarına göre, Afrika kökenli ve iki eski göçler Avrupa'ya yayılmış bal arısı. [2] Ayrıca koku ile ilgili genlerin sayısı keşfettiler tadı için olanlar sayıca üstün, ve onlar için daha az genler var meyve sineği ve sivrisinek daha bağışıklık. [15] genom dizisi, özellikle gen çeşitli gruplar, sirkadiyen ritim ile ilgili genler ortaya diğer böcekler daha omurgalı yakın idi. Diğer gen kontrol enzimler ile ilgili genler, omurgalı benzeri edildi [16]. Onlar evrimsel geçmiş (inaktif kalıntıları bulundu) ve genel olarak Diptera türleri daha yavaş gelişti. [15] mevcut olan ise genom, çok az transpozonlar sahip sıradışı Feromonlar Ana madde: Bal arısı feromonlar Bal arıları hayatın hemen hemen tüm davranışları için, özel feromonlar, veya kimyasal iletişim kullanın. Bu tür kullanımlar (ancak bunlarla sınırlı değildir): çiftleşme, alarm, savunma, yönlendirme, akraba ve koloni tanıma, gıda üretimi ve koloni faaliyetlerinin entegrasyonu. Feromonlar hayatta kalmak için bal arıları bu nedenle gereklidir. Iletişim Ana madde: Arı öğrenme ve iletişim Düşmüş bir ağaç gövdesi üzerinde büyük bir bal arısı sürüsü Bal arıları onlar bol ve çoğu insan için tanıdık olduğu için davranış ile ilgili eğitim için mükemmel bir hayvan türü bulunmaktadır. Bal arısı iletişim yaptığı çalışma için 1973 yılında fizyoloji ve tıp için Nobel Ödülü verildi Karl von Frisch, arıların dans diliyle iletişim fark ettim. Bal arıları yuvarlak dans ve sallanmak dans yoluyla gıda kaynaklarına diğer arılar doğrudan edebiliyoruz. Yuvarlak dans gıda kovanı 50 metre mesafede olduğunu, diğer yem söyler, ama yönü ile ilgili çok fazla bilgi sağlamaz. Dikey veya yatay olabilir sallanmak dans, mesafe ve alan besin kaynağı yönünde her iki hakkında daha fazla ayrıntı sağlar. Arılar da yem dansları yön verilmiştir kez besin kaynağı bulmak yardımcı olmak için onların koku alma duygusu güvenmek düşünülmektedir. Iletişim için başka bir sinyal de sıçrama dans, titreşim dans, ya da titreşim sinyali olarak bilinen sallayarak sinyal vardır. Bu davranışları genel uyarılma ya da etkinlik işlemek görünüyor çünkü bir düzenleyici iletişim sinyaldir. Sallayarak sinyal işçi iletişimde en yaygın, ancak kaynıyordu üreme da belirgindir. Ön ayakları ile başka bir bal arısı tutarken bir işçi arı dorsoventrally gövdesi titreşir. Jacobus Biesmeijer bir toplayıcı hayatı ve sallayarak sinyal gıda kaynakları için haberleşmede kullanılan neden araştırmak için performansını yol açan koşullarda sinyalleri sallayarak insidansı incelendi. Biesmeijer deneyimli yem gözlenen sallayarak sinyallerin 92,1% idam bulundu. Ayrıca bir besin kaynağı bulduklarını sonra sallayarak sinyallerin% 64 deneyimli yem makineleri tarafından idam edildi görülmektedir. Sallayarak sinyal seans yaklaşık% 71 bir gün içinde ilk beş yiyecek arama başarısından sonra meydana geldi. Daha sonra, sallanmak dans gibi diğer iletişim sinyallerini, ilk beş başarıları sonra daha sık yapıldı. Biesmeijer en shakers yem olduğunu kanıtlamıştır ve sallayarak sinyal en sık ön toplayıcı arılar üzerinde yiyecek arama arılar tarafından yürütülür olduğunu. Beismeijer sallayarak sinyal çeşitli etkinlikler ya da etkinlik düzeyleri için transfer çalışmaları genel mesaj sunar sonucuna varmıştır. Bazen sinyal arılar aktif arılar sallamak zaman, etkinliği artırmak için hizmet vermektedir. Diğer zamanlarda, bu sinyal günün sonunda sallayarak sinyali olarak bir inhibitör mekanizması olarak hizmet vermektedir. Bununla birlikte, tercihen çalkalama sinyali etkin arılar yöneliktir. Bal arıları arasındaki iletişim her üç tip yiyecek arama ve görev yönetim açısından işlerini etkilidir. "Mesafe iletişim genel hikayesi, durum ve kovanın dikey tarak üzerindeki (bal arısı) dönen işçi arı ve dansları ile bir besin kaynağı yönünü, işten genel hatlarıyla bilinmektedir orta 1950'lerde Karl von Frisch. " Arıcılık Ana madde: Arıcılık Işçilerle bir kraliçe arı Bal arısı genellikle beslenen muhafaza ve arıcılar tarafından taşınır bir sömürge böcek. Bal arıları tek tek hayatta değil, koloni bir parçası olarak değil. Üreme de koloni düzeyinde gerçekleştirilir. Kolonileri superorganisms olarak adlandırılır. Bal arıları çiçek nektarı toplamak ve kovanlarını saklanır bal dönüştürmek. Nektar arıların midede taşınır ve çeşitli sindirim enzimlerinin eklenmesiyle bal dönüştürülür ve bir "bal hücre" ve daha sonra kısmen susuz saklanacağını. Nektar ve bal arıların uçuş kasları için ve kış döneminde kovanı ısıtma için enerji sağlar. Bal arıları da büyümeye arı damızlık için protein ve yağ sağlar polen toplamak. Insanlar tarafından seçici üreme Yüzyıllar koloni ihtiyacı çok daha fazla bal üretmek bal arıları oluşturduk. Olarak da bilinen Arıcılar, "Arıcıların," bal hasat. Arıcılar genellikle yaşamak ve bal depolamak için koloni için bir yer sağlar. Skeps, Langstroth kovan, üst bar kovan, kutu kurdeşen, günlük diş etleri, DE: arı kovanı yedi temel tipi vardır ürtiker ve miller kovan. Tüm ABD eyaletleri arıcılar arı müfettişleri hastalığı için damızlık kontrol etmek için izin vermek için hareketli çerçeve kullanmak gerekir. Bu arıcılar Langstroth, üst bar ve DE saklamanızı sağlar serbestçe ürtiker, kurdeşen ama diğer türleri gibi özel müze olarak kullanılmak üzere, izin gerektirir. Arı kovanı türüne önemli ölçüde etkiler koloni sağlık ve balmumu ve bal üretimi kullanılır. Modern kovan da arıcılar kırpma polen yayan ve arıcı sağladıkları tozlaşma hizmetleri için ücret izin ihtiyacı olduğu alandan alana hareket, arılar taşıma sağlar. Soğuk iklimlerde bazı arıcılar onlar kış için kapalı hareket ettirerek (başarı değişen) koloniler canlı tutmuş. Bu sıcaklık aşırı gelen koloniler korumak ve kış bakımı yapmak ve arıcı için daha uygun besleme mümkün olmakla birlikte, bu dizanteri riski (bal arısı hastalıkları Nosema bölümüne bakın) artırabilir ve karbondioksit aşırı birikimi oluşturabilirsiniz arıların solunum gelen. Son zamanlarda, kışlama içinde sadece kışlama arılar için büyük ahırlar inşa Kanada arıcılar tarafından geliştirildi. Otomatik havalandırma sistemleri karbondioksit birikmesi denetimi yardımcı olur. Üreme Çok sayıda özellikleri ıslah üzerinden seçim için uygun olan bal arıları çeşitli alt türü mevcuttur. Bu ürün balarısı genomunda varyasyon mevcut küçük bir kısmını kapsamaktadır. 1. Yumurta Döşeme Oranı - Kraliçe günde yaklaşık 5.000 yumurta için günde birkaç yüz yumurta kadar düzenleyebilirsiniz. 2. Yumurta Canlılık Oranı - kadar 0 yumurtadan ve arılar haline yumurta% 100 arasında değişir miyim. 3. Brood Döngüsü Uzunluğu - işçi arılar için yukarı 17 gün 21 gün arasında değişmektedir. 4. Brood Besleyici - Bu hemşire arılar yavru beslenmesi de ne kadar niyet bir ölçüsüdür. 5. Saldırganlık yiyecek arama - Bu özellik bal üretim potansiyeli belirler. 6. Toplayıcılık Time Of - önceki gün ve daha sonra diğerlerine göre akşam bazı arılar yem. 7. Hastalık direnci - Bu kuluçka hastalıklar ve yetişkin hastalıklara doğal bir tolerans ölçüsüdür. 8. Zararlı Direnç - Bu, trakea ve Varroa parazitlerine gibi zararlılara karşı doğal tolerans bir ölçüsüdür. 9. Savunma Davranış - saldırganlık ve batma eğilimi belirler. 10. Eğilim kaynıyordu - Bu zamanlama ve koloni üreme başarısını belirler. 11. Kış Sağlamlık - Kümeleme davranış ve genişletilmiş düşük sıcaklıklarda hayatta kalmak için yeteneği. 12. Ömrü - kadar 22 gün 36 gün ortalama ile işçiler için 305 gün aralıkları. 13. Vücut ölçüleri - Küçük arılar soğuk iklimlerde tipik büyük arılar ile Afrika'da tipiktir. 14. Koku Sense - çiçek kokuları algılamak ve nektar durumu cevap yeteneği. 15. Hijyenik Davranış Temizleme - Bu hastalık ve zararlılara dayanıklılık hem de önemli bir bileşenidir. 16. Brood Geliştirme Zaman - Arılar en az 8 hafta nektar akımlarının önce damızlık yetiştirme başlamalıdır. 17. Tasarruf - kaynakların verimli kullanımı için mevcut gıda kaynaklarına damızlık üretim Ayarı. 18. Bal Aranjman - daha yakın ya da daha uzakta yanındaki yavru gelen Depolama bal. 19. Polen Toplama - Miktar ve polen çiçek kaynağı doğrudan genetik kontrolü altındadır. 20. Nektar Tipi Toplanan - Bu bal kalite ve değer üzerinde önemli etkisi vardır. 21. Tarak Bina - tarak oluşturmak ve koloni genişletmek için istekli. 22. Beyaz kubbe şeklinde başlıkları için gri için düz ve sulu gelen aralıkları - Yapı kapatma. 23. Propolis Koleksiyonu - kışlama başarı ile ilişkili, hiçbiri tüm kovan yüzeyleri kapsayan değişmektedir. 24. Brace Tarak İnşaat - koloni boyunca tarak geçmeye çok az arasında bir değer alır. 25. Karın Renk - siyahtan tan, sarı ve turuncu çeşitli renk çizgili için aralıkları. 26. Anten Yapısı - Sayı ve sensörlerin yerleştirilmesi koku duygusu ile ilişkili, kalıtsaldır. 27. Üretilen Drones sayısı - kadar çok az gelen damızlık tarak ¼ aralıkları. 28. Queens sayısı üretilmiştir - birkaç kadar birkaç yüz aralıkları. Ürünler Bal arıları Birincil ürünlerinden biri daha bal arıları olduğunu. Bal arıları damızlık çerçeveler dahil çekirdek koloni olarak ve arıların tam kolonileri gibi, arıların 2 ila 5 kilo ile bir kraliçe bahar ambalajlarda, evlendirilen kraliçeler gibi alınıp satıldığı. Arıların ticari satış tarih öncesi dayanıyor. Kraliçeler üretim ve 1800'lere kadar artış için tarih kolonilerin bölünmesi modern yöntemler. Arılar genellikle tropik bölgelere ılıman üretilen ve Florida'da üretilen ve Michigan arıcılar için satılan arıların örneğin paketleri olduğu gibi, soğuk bölgelerde satılmaktadır. Tozlaşma Ana madde: Tozlaşma yönetimi Ana madde: arılar tarafından tozlaşma bitkilerin listesi Arı kovanları tozlaşma için ayarlanmış Bal arısı ana ticari değeri bitkileri bir tozlaştırıcı gibidir. Meyve bahçeleri ve alanları daha büyük büyüdü, aynı zamanda vahşi tozlayıcı azaldı. Dünyanın çeşitli bölgelerinde tozlaşma sıkıntısı arıcılar ürün çiçek sırasında kovan tedarik ve çiçek tamamlandıktan sonra bunları hareketli, göçer arıcılık ile karşılanmaktadır. Çok yüksek enlem yerlerde zor ya da yeterince arılar üzerinde kış mümkün değildir, ya da en azından erken çiçek açan bitkiler için onları hazır olması, çok göç birçok ürtiker sıcak iklimlerde kışlama ve çiçek takip etmek hareketli, mevsimsel yüksek enlemlerde. Yerel kovan nüfusları inşa var biraz önce örnek olarak, California, badem tozlaşma, erken büyüme mevsimi, Şubat ayında ortaya çıkar. Badem bahçeleri maksimum verim için dönüm başına iki kovan (kovan başına 2.000 m²) gerektirir ve böylece tozlaşma sıcak iklimlerde gelen kovan ithali üzerine son derece bağlıdır. Şubat ve Mart aylarında meydana Badem tozlanma, ABD'de tüm yönetilen bal arıların birden fazla üçte gerektiren dünyanın en büyük yönetilen tozlaşma olayı vardır. Bal arısı büyük hareketi de New York, Michigan ve Washington'da elma için yapılır. Nispeten kolay taşındı ve bu ve diğer monokültür ürünler için konsantre olabilir tek polinatörler olduğu için ve polen yayan yaban mersini bal arıların verimsizliği rağmen, [17] çok sayıda da, yaban mersini için Maine taşınır. Ticari arıcılar yaptıkları plan tozlaşma hizmetleri ile ana referans ile hareketleri ve kışlama yerleri planlıyoruz. Bal arıları California Yüksek Çölü'nde, sarı alçak kaktüs polen dalmış Onlar diğer conspecific bitkilere polen aktarmak için daha çok anlamına gelir çiçek süreklilik, iddia ettiği gibi arılar, yanı sıra bazı diğer böcekler, birçok bitki için tozlayıcı olarak özellikle yararlıdır. [18] Ayrıca, çiçek süreklilik polen kaybını önler diğer çiçek türlerinin polen ile stigmas tıkanmasını türler arası uçuş ve tozlayıcı sırasında. [19] Bal Ana madde: Bal Bal bitki ve ağaçlardan nektar ve tatlı mevduat bal arıları tarafından, toplanan modifiye ve petek saklanır zaman yapılan karmaşık bir maddedir. Bal ters şeker, öncelikle glikoz ve fruktoz çoğunlukla oluşan bir kompleks biyolojik karışımıdır. Bu antibakteriyel ve antifungal özelliklere sahiptir ve normal koşullarda saklandığında çürümeye veya fermente olmaz. Ancak, bal zamanla kristalize olur. Kristalize bal hasarlı veya herhangi bir şekilde kusurlu, beşeri, ancak sadece sıvı bal kullanabilirsiniz çünkü arılar otomatik olarak, kendi kovandan kristalize bal çıkarın ve atın olacak değildir. Arı geri kovanına bir polen sepet içinde polen taşır Balmumu Ana madde: Balmumu Belirli bir yaş işçi arıların kendi karın bezlerinin bir dizi balmumu salgılarlar olacaktır. Onlar tarak duvarları ve kapakları oluşturmak için mum kullanın. Bal hasat edildiğinde, mum ve contalar gibi çeşitli balmumu ürünlerde kullanılmak üzere elde edilebilir. Iş toplama polen de arı film bakın. Firefox veya VideoLAN gibi bir Ogg Theora etkin tarayıcı veya oyuncu, gerektirir. Polen Ana madde: Polen Arılar polen sepet içinde polen toplamak ve kovana geri taşımak. Orada, polen damızlık yetiştirme sırasında gerekli olan, bir protein kaynağı olarak kullanılır. Bazı ortamlarda, aşırı polen kovanlardan toplanabilir. Genellikle bir sağlık ek olarak yenir. Polen taneleri Tanzanya gövdesi sopa gibi bir Africanized arı bir çiçek nektar ayıklar Propolis Ana madde: Propolis Propolis bal arılarının ağaç tomurcukları, sap akar, ya da diğer bitkisel kaynaklardan topladığımız bir reçineli karışımıdır. Bu kovan istenmeyen açık alanlar için bir dolgu olarak kullanılır. Propolis iddia edilen sağlık yararları için pazarlanan, ancak bazı kişilerde ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Arı sütü Ana madde: Arı sütü Arı sütü larvaların beslenmesinde kullanılan bir bal arısı salgısıdır. Onun iddia edilen sağlık yararları için pazarlanan, ancak bazı kişilerde ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Tehlikeler ve hayatta kalma Avrupa bal arısı nüfusu son zamanlarda hayatta kalması için tehdit ile karşı karşıya kaldılar. Kuzey Amerika ve Avrupa nüfusu ciddi 1990'ların başında Varroa akar istilası tarafından tüketildi ve ABD arıcılar daha 2006 ve 2007 yıllarında koloni çöküşü bozukluğu etkilendi. [20] Varroa parazitlerine karşı kimyasal tedaviler en ticari işlemler ve gelişmiş kültürel uygulamalar kurtardı. Yeni arı ırkları arıcılar tarafından akar öldürücülerin (acaracides) bağımlılığını azaltmak için başlıyor. Feral arı nüfusu büyük ölçüde bu dönemde azaldı ama şimdi yavaş yavaş daha çok dayanıklı ırklar tarafından Varroa direnci ve repopulation için doğal seleksiyon nedeniyle ılıman iklimi alanlarda, kurtarma. Ayrıca, etiket yönde ihlal kullanılan özellikle böcek, aynı zamanda arı nüfus [kaynak belirtilmeli] tükenmiş, çeşitli arı hastalık ve zararlılara ilaçlar (örneğin Amerikan yavru çürüklüğü, trakea akarları ve Varroa akarları) dayanıklı hale geliyor ise. Çevresel tehlikeler Bir arı sürüsü. Arılar oldukça onlar korumak için hiçbir kovanı gibi bu durumda olmayan saldırgan ve kolaylıkla yakalanabilir. Onlar (özellikle hobi arıcılık) arıcılık zor ve tehlikeli hale rağmen Kuzey Amerika'da, Africanized arılar, onlar insanlar için küçük bir tehlike teşkil güney Amerika Birleşik Devletleri arasında yayıldı. Bir istilacı türler olarak, vahşi bal arıları da yerli olmayan yerlerde önemli bir çevre sorunu haline gelmiştir. İthal arılar ile rekabet ve yerli arılar ve kuşlar yerinden ve aynı zamanda yerli tozlayıcı ziyaret olmadığını invaziv bitkilerin üreme teşvik olabilir. Ayrıca, yerli arılar aksine, düzgün ayıklamak yok veya poricidal anter ile bitkilerden polen transferi (anter bu küçük apikal gözenekler aracılığıyla sadece serbest polen), bu vızıltı tozlanma, bal arıları nadiren gösterirler bir davranış gerektirir. Örneğin, bal arıları daha önce biriken polen stigma soymaktan tarafından ilgin Melastoma (poricidal anter ile bir bitki) içinde meyve azaltır. [21]
Anatomisi Arının vücudu baş, göğüs ve karın olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Arıların bütün vücudu kitinli kalınca bir katmanla örtülüdür. Bu katman bir dış iskelet meydana getirir ve hayvanın iç organlarının korunmasını sağlar. Ayrıca arıların vücudu sık bir tüy tabakasıyla kaplıdır. Baş Arının başında duyargaları, gözleri ve ağzı vardır. Anten adı verilen bir çift duyarga, başın tam ortasında bulunur. Kısa olan bu organlar eklemli bir yapıdadır. Bu eklemler işçi arılarda ve kraliçe arıda oniki, erkek arılarda onüç boğumdan meydana gelir. Arının duymak, koklamak, tat almak ve bir uzaklığı tahmin etmek için kullandığı duyargalar duyarlı kıllarla örtülüdür. Arılar, duyargalarının aracılığıyla gece karanlığında bile kovanları içinde ballarını saklayacakları petekleri örer ve ona en üstün geometrik biçimi verebilirler. Oval bir biçimde olan arının başında sade ve bileşik olmak üzere iki tip göz bulunur. Osel göz veya nokta göz adı da verilen sade gözler, arılarda üç tanedir. Bunlar başın üst kısmında eşkenar bir üçgenin üç noktasını meydana getirecek biçimde yer alırlar. Bunlar arının yakından ve hafif ışıkta görebilmesini sağlarlar. Başın iki yanında ise bileşik göz ya da petek göz adı verilen iki göz bulunur. Bunlar başa yapıştırılmış birer konveks mercek görünüşündedir. Arı bu gözleri uzak mesafeleri görmek için kullanır. Petek gözlerle arı çok uzaklardaki cisimleri 60 kere büyütülmüş olarak görür. Arının ağzı birçok bölümden meydana gelen bir organdır. Ağzın en ilginç yeri, birbirine çok ince dokularla ekli ve her yönde hareket edebilen, yaklaşık olarak 80 boğumdan meydana gelen dildir. Dilin uzunluğu 6-9 mm arasında değişir ve çok incedir. Ortasında çok küçük tüylerle kaplı derin bir kanal vardır. Buradan geçen sıvılar ağıza ulaşır. Arı, sıvı besin maddelerini bu kanal yoluyla emer. Dilinin ucundaki çok hassas bir tat alma organı olan kaşıkçık (püskül), dilin daldırılamıyacağı pelteleşmiş sıvıların alınmasına yarar. Görevi bittiği zaman dil, arkaya doğru kıvrılır ve 'Labiyal Palpus' adı verilen iki dudak boynuzunun birleşmesiyle meydana gelen bir kının içine yerleşir. Arının ağız yapısı tarıma zarar vermeyecek biçimdedir. Çenesi eşek arısınınki gibi tırtıllı değildir. Düz olduğu için üzüm ve öteki meyvelerin kabuklarını zedelemez. Göğüs Arının göğsü üç ayrı halkadan meydana gelir: Protoraks (ön-göğüs), mezotoraks (orta-göğüs) ve metatoraks (art-göğüs). Her halkada ön, orta ve arka bacaklar denen toplamı altı olan birer çift bacak vardır. Bundan ötürü arıların üyesi bulunduğu Böcekler sınıfına 'altıayaklılar' adı da verilir. İşçi arı, toz taneciklerini arıtmak için ön ayaklarındaki tarakla duyargalarını ve dilini sürekli olarak temizler. Orta bacak çiftini yalnız yere dayanmak için kullanır. En arkadaki iki bacağı üzerinde ise 'çiçek tozu kesesi' ile 'fırça' bulunur. Çiçek tozu kesesi tibya (kavak kemiği)'ya bitişik ve tüylerle kaplı üçgen biçiminde bir torbacıktır. Arı, topladığı çiçek tozlarını ve propolis adı verilen bir çeşit reçineyi bunun içine biriktirir. Fırça, bacağın kaval kemiğinin altındaki parçası etrafında, uçları aşağıya doğru olan sayısız tüylerden meydana gelir. Arının ayaklarının ucunda yapışkan "tüy yastıkları"yla bir çift çengel bulunur. Tüy yastıkları hayvanın dik ve kaygan yüzeylerde kaymadan, düşmeden yürümesini sağlar. Arı yerden kalkmak istediği zaman ayaklarının ucundaki çengellere dayanarak kendini itiverir. Arının kanatları da göğüs bölümünde yer almıştır. Bunlar, işçi arının en güçlü ve gerekli hareket aracıdır. Arının kanat gücü kuşlara oranla çok üstündür. Bu kanatlar, her iki yanda ve birer çift olmak üzere göğsün son iki halkası üzerinde bulunur. Çok ince tüylerle kaplıdırlar. Enine ve boyuna damarcıklarla örülmüşlerdir. Öndeki kanatlar daha büyüktür ve arının uçuş süresince havada kalabilmesini sağlarlar. Arkadaki kanatlar ise uçuşta yön tayinine yararlar. Arının arka kanatlarının ön kenarlarında bir takım kancalar vardır. Bunlar ön ve arka kanatları birbirine kenetliyerek uçuş sırasında tek kanat gibi iş görmelerini sağlar, böylece arının uçuş yeteneğini artırırlar. Hız azalınca da kanatlar birbirinden ayrılır. Arının uçuş sırasındaki hızı saatte 50 km.'ye yaklaşır. İşçi arıların balözü toplarken kovandan en çok 5 km ayrıldıkları tespit edilmiştir. Kanatlar, bütün bunlardamn başka, mutluluk, hayret ve kovana ya da çiçeklerin bulunduğu yere çağırma ifadesi olarak çeşitli tonda vızıltı sesi çıkarmaya yararlar. Karın Arının karın bölümü göğüsten ince bir boğumla ayrılmıştır. Dokuz halkadan meydana gelen karın bölümü birbirine çok ince ve elastik zarlarla bağlıdır. Dokuz halkadan işçi ve arı beylerinde altısı, erkeklerde ise yedisi görülür. Halkalar arasındaki elastik zarlar sayesinde arının karnı kolayca büyüyüp küçülür. Böylece bu bölümde bulunan solunum, dolaşım, sindirim organlarına gereken hareketler sağlanır. İşçi arıların karınlarının son dört halkasında balmumu üretmeye yarıyan mum keseleri bulunur. Son halkada anaarının ve işçi arıların en güçlü korunma silahı olan iğne yer alır. Bu iğne bir zehir kesesine bağlıdır. Arı Ailesi Aralarında olağanüstü bir işbirliği olan arı ailesi, anaarı, işçi arı ve erkek arıdan oluşur. Arı kolonisi, kuralları çok sıkı olan bir sosyal düzen içinde birlikte yaşar. Hiçbir arı bu koloniden ayrı olarak hayatını devam ettiremez. Kolonide birkaçyüz erkek arı, binlerce işçi arı ve bir tek anarı bulunur. İşçi arı sayısı mevsime göre 10.000 ile 100.000 arasında değişir. Her arı ailesinin kendine özgü bir kokusu vardır. Bu yüzden dışarı çıkan her arı kendi kovanına geri dönmek zorundadır. Yabancı kovana girmek isteyen bir arıyı, nöbetçi arılar kokusundan tanıyarak içeri almazlar ve ısrar etmesi halinde mücadele ederek onu öldürürler. Anaarı Her kovanda birtane anaarı bulunur. Kraliçe arı, beyarı, ece arı gibi değişik isimler de verilir. Anaarının temel görevi yumurta yaparak arı kolonisinin çoğalmasını, böylece neslinin devam etmesini sağlamaktır. Ana arı görünüş olarak kovandaki diğer arılardan daha uzun ve gösterişlidir. Zaman zaman erkek arılarla karıştırılır. Ana arının kanatları erkeğinkinden kısa, vücudu daha narin olmakla birlikte; boyu daha uzundur. En açık fark, kanatlarının vücudunun yaklaşık yarısı uzunluğunda oluşudur. Vücudunun alt kısmı sarı, üstü ise diğer arılara nazaran daha koyu bir renktedir. Ana arı, işçi arıların yaptıkları görevlerin hiçbirini yapmaz. Bacaklarında fırça ve çiçek tozu kesesi yoktur. Dili de çiçeklerin balözünü emmeye yetecek kadar uzun değildir. İğnesini ise insanlara saplayamaz, yalnızca rakiplerini bertaraf etmek için kullanabilir. Ana arı uzun ömrü süresince oğul verme ve döllenme uçuşu hariç, kovandan dışarı hiç çıkmaz. Ana arı arı kolonisi içinde döllenmiş yumurta yapabilme yeteneğine sahip tek yaratıktır. Herhangi bir nedenden dolayı ölmesi ya da bu yeteneğini kaybetmesi o koloninin yokolması anlamına gelir. Aynı kovanda iki anaarıya asla yer yoktur. Böyle birşey olması halinde iki arı arasında birisinin ölümüyle sonuçlanacak bir kavga başlar. Yalnızca oğul mevsiminde işçi arılar ana arıların birbirlerini öldürmesine izin vermezler. Arı kolonisi için hayati önem taşımasından ötürü, işçi arılar ana arının etrafında adeta pervane olurlar. Onu büyük bir özveriyle korurlar ve beslerler. Onun için kendilerini feda etmekten hiç çekinmezler. Ana arı ağzını açar açmaz dört, beş işçi arı hemen onun ağzına bal doldurur. Anaarının yumurta bırakma işlemi süreklidir. Hiç dinlenmez. Ana arı bir günde oldukça yüksek sayıda yumurta bırakabilir. Bu sayı mevsiminde günde 3.000Õi bulur. Bu kadar yumurta kendi ağırlığının yaklaşık iki buçuk katı kadardır. İşçi Arı İşçi arılar, arı kolonisinin en kalabalık grubunu meydana getirirler. Mevsimine göre sayıları 10.000 ile 100.000 arasında değişir. İşçi arı cinsiyet olarak dişidir. Fakat yumurtlama gibi bir fonksiyonu yerine getirmez. Arı kolonisinin faal olduğu ilkbahar ve yaz günlerinde bir işçi arının ortalama ömrü 40-50 gündür. Daha çok kovan içinde geçen kış mevsiminde 4-5 aya çıkar. Bir kovandaki işçi arısının çokluğu ve çalışkanlığı o kovanın gücünü ve verimini gösterir. Bir işçi arı kendi ağırlığı kadar yükü taşıyabilecek güçtedir. Kovanın iç ve dış işlerinin tümünü işçi arılar görürler. Aralarında yaşlarına göre belirlenmiş sıkı bir işbirliği vardır. Daha kolay olan içişleri genç işçi arılar, dışarıdaki işleri ise tecrübeli olan yaşlı işçi arılar yapar. Kovan içi işler sırasıyla şunlardır: -Petek gözlerini temizlemek. -Yeni petek gözleri inşa etmek. -Kovan içi temizliğini yapmak. -İçeride ölen arıları dışarı atmak. -Larvaları beslemek. -Yavruların üşümesini engellemek için kovan içi ısısını sabit tutmak. -Dışarıdan gelen işçi arıların ballarını teslim alarak peteklere yerleştirmek. -Balın kıvamına gelip olgunlaşması için gereken önlemleri almak. -Bal doldurulmuş olan petek hücresinin üzerine kapatmak. -Özellikle sıcak olan günlerde kovan içi ısısını ve nem dengesini sağlamak için kovan girişinde kanat çırparak hava sirkülasyonu sağlamak. -Kovanı dış tehlikelerden korumak için kovan girişinde bekçilik yapmak. -Ana arıyı beslemek ve ona yardımcılık yapmak. -Kovan içindeki çatlakları ve gerektiğinde kovan girişini propolis ile kapatmak. Bir kovanda daha çok tecrübe gerektiren ve daha tehlikeli olan dışarıdaki işler ise şunlardır: -Bal toplamak. -Prepolis toplamak. -Polen toplamak. -Su taşımak Erkek Arı Vücut yapısı olarak işçi arıdan büyük, ana arıdan küçük görünüşlüdür. Kovandaki tek fonksiyonu ana arının döllenmesini gerçekleştirmektir. Bu dölleme işi de sadece bir tek erkek arıya nasip olur. Genellikle kışın kovanlarda erkek arı bulunmaz. İlkbaharda doğarlar ve sayıları yaklaşık olarak 100 ile 500 arasında değişir . Erkek arı dişi arının yerine getirdiği bal, polen toplama ya da kovan içi hizmetlerin hiçbirini yapamaz. Çünkü vücut yapısı bunlara uygun değildir. İğnesi de yoktur bu yüzden sokucu özelliğe sahip değildir. Dışarıda gezerek kendi karnını bile doyuramaz. İşçi arıların getirdiği bal ve polenle beslenir. Sonbahar gelip bal mevsimi bittikten sonra işçi arılar tarafından kovan dışına atılarak ölüme terkedilirler. Üremesi Bütün arı cinsleri üç aşamadan geçerek ergin arı haline gelir. Bu aşamalar genellikle yumurta, larva (kurtçuk) ve pupa (koza) olarak isimlendirilir. Temelde bütün cinslerin kaynağı ana arının hücrelere bıraktığı yumurtadır. Cinslerin arasındaki farklılığı hücre büyüklüğü, beslenme şekli ve kuluçka süresi belirler. Yalnızca işçi arı ile ana arı döllenmiş yumurtadan, erkek arı ise döllenmemiş yumurtadan çıkar. Petek gözleri, işçi arı gözleri ve erkek arı gözleri olarak iki farklı büyüklüğe sahiptir. Ana arı gözleri ise esas petek yapısı içinde yer almaz, sonradan ilave edilir. İşçi arılar çapı 5.37 mm olan en küçük petek gözlerinde yetişir. Anarının döllenmiş yumurtaları işçi arı gözlerine bırakma kapasitesi kovanın o yıl içindeki gücünü ve verimliliğini belirler. Ayrıca koloninin hayatını devam ettirebilmesi de işçi arı üretebilmesine bağlıdır. Ana arı başını içine sokarak yumurta koyacağı petek hücresini önce kontrol eder. Sonra iki ön ayağı ile hücre kenarlarından tutunarak vücudunun arka kısmını hücrenin içine sokar. Birkaç saniye içinde yumurtlayarak diğer hücreye geçer. Ana arı yumurtalarını hücreler arasında boş hücre kalmayacak şekilde bırakır. Çünkü bu yumurtaların rahat bakımı için şarttır. İlkbaharda kovan gelişiminin doruğa çıktığı günlerde genç bir ana arı, hücrelere günde yaklaşık 2000 yumurta bırakabilir. Ana arı tarafından petek gözlerine bırakılan yumurta iğne ucu kadar küçük, hafifçe kıvrık ve beyaz renklidir. Hücrenin dibinde yapışık olarak üç gün boyunca durumunu korur. Üçüncü günü yumurtalar çatlayarak küçük bir kurtçuk olan larva haline dönüşür. Larva ilk üç gün arı sütüyle daha sonraki üç gün ise bal ve polen ile beslenir. Dokuzuncu gün larvanın bulunduğu petek gözü bal ve polen ile doldurularak kapatılır. Larva artık pupa aşamasına geçmiştir. Pupa aşamasında değişim geçiren arı bu aşamayı yaklaşık 12 günde tamamlayıp hücre kapağını kemirerek dışarı çıkar. İlk çıktığında güçsüz, ıslak ve donuk renklidir. Dadı arıların bakımı ile 2-3 günde kuvvetlenir, gerçek rengini alır ve tüylenir. İşçi arının yumurta ile ergin arı olması arasında geçen süre yaklaşık 21 gündür. Ana arı erkek arı yumurtalarını genişlikleri yaklaşık 6.91 mm olan erkek arı hücrelerine koyar. Erkek arı yumurtalarının işçi arı yumurtalarından tek farkı döllenmemiş olmalarıdır. Kapatılmış erkek arı hücrelerine bakıldığında, işçi arı hücrelerinden daha kabarık durumda görünürler. Arının gelişim süreci işçi arınınki ile aynıdır fakat süresi 24 gündür. Ana arı genelde oğul mevsiminden hemen önce erkek arı yumurtalarını hücrelere bırakır. ARI CİNSLERİNİN KULUÇKA SÜRELERİ YUMURTA DÖNEMİ LARVA DÖNEMİ PUPA DÖNEMİ TOPLAM KULUÇKA SÜRESİ ANA ARI 3 gün 6 gün 7 gün 16 gün İŞÇİ ARI 3 gün 6-7 gün 11-12 gün 21 gün ERKEK ARI 3 gün 8 gün 13 gün 24 gün Ana arının üremesi kendiliğinden gelişen bir süreç değildir, koloninin vereceği karara ve bazı gelişmelere bağlıdır. Koloninin yeni bir ana arı üretme isteği genelde 3 nedene dayanır. Birinci neden, koloninin oğul verme arzusudur. Oğul mevsimi yaklaştığında işçi arılar yeni ana arı üretmek için peteğin alt kısmında bulunan hücrelerden bazılarını genişleterek 20-25 mm uzunluğunda 8 mm genişliğinde bir yüksük şekline getirirler. Ana arı gözü denilen bu yüksükler peteğin esas yapısı içerisinde yer almaz, işçi arı gözlerinin dışa doğru genişletilip uzatılmasıyla oluşturulur. İşçi arılar ana arıyı yaptıkları yüksüklerin içine yumurtlatmaya uğraşır. Eğer bunu başaramazlarsa işçi arı gözlerindeki yumurtalardan alarak ana arı gözlerine koyarlar. İkinci neden, ana arının kaybedilmiş olmasıdır. Herhangi bir sebepten dolayı ana arının kaybedilmiş olması halinde işçi arılar acilen ana arı yüksükleri yaparak koloniye yeni ana arı kazandırırlar. Üçüncü neden ise yaşlandığı için ana arının değiştirilmesi arzusudur. Ana arı iyice yaşlanarak, koloninin hayatını devam ettirebileceği asgari yumurtayı hücreler içine bırakma gücünü kaybettiği zaman, koloni bu ana arıyı değiştirme kararı alır. Oğul vermek amacıyla yapılan ana arı yüksüklerinin sayısı genelde 10-15 kadardır. Ana arıyı değiştirmek için yapılan yüksükler ise 2-4 tane civarındadır. Oğul için yapılan yüksükler, ana arıdan gizlemek için çerçevelerin dip taraflarında, gizli köşelerinde bulunur. Ana arıyı değiştirme amacıyla yapılan yüksükler ise çerçevenin ortasında, kuluçkanın bol olduğu alanlarda yer alır. Ana arı hücresindeki yumurtanın diğer işçi arı yumurtalarından hiçbir farkı yoktur. 3 gün sonra yumurtalar çatlar. Larva 6 gün sürekli olarak arı sütü ile beslenir. İşte fark bu beslemede ortaya çıkar. İşçi ve erkek arılar daha düşük kaliteli arı sütü ile beslenirler. Aynı dönemde işçi arı larvasına verilen arı sütü 15 mg civarındadır. Buna karşın ana arı larvasına yaklaşık 500 mg arı sütü verilir. Sürekli olarak beslenen larva dokuzuncu gün yine hücrenin içi arısütü dolu olacak şekilde kapatılır. Aradan 7 gün geçer ve 15 günün sonunda ana arı hücreyi kemirerek dışarıya çıkar. Oğul için yapılan yüksüklerde ana arı yüksüğün ucunu kemirerek dışarı çıkar. Kolonide mevcut ana arıların diğer yüksüklere zarar vermesi engellenir. Koloniye yeni ana kazandırmak için yapılan yüksüklerin ilkinden ana arı çıkıp koloni tarafından kabul gördükten sonra, diğer yüksükler yan taraflarından delinerek içlerindeki ana arı adayları imha edilir. Bu şekilde yan taraflarından açılmış ana arı memeleri görüldüğünde o koloninin yeni bir ana arıya kavuşmuş olduğu anlaşılır. Yeni doğan ana arıların döllenmiş yumurta bırakabilmeleri için çiftleşmeleri gerekir. Ana arı bu işlemi gerçekleştirmek için çiftleşme uçuşuna çıkar. Günün müsait olan bir saatinde kovandan ayrılan ana arı hemen göğe doğru yükselir, bir çok kuşun erişemeyeceği bir yüksekliğe çıkar. Ana arının yaydığı kokuyu duyan yüzlerce erkek arı ona yetişmek için hızla uçar. Ana arıyı takip eden erkek arıların sayısı uçuş sırasında giderek azalır, yükselmeye güçleri yetmeyenler uçuşu yarıda bırakmak zorunda kalır. Ana arıya yetişebilen en güçlü erkek arı ile ana arı gökyüzünde çiftleşir. Bu çiftleşme sonunda erkek arı ölür. Çiftleşme olayı ana arının sperm kesesi doluncaya kadar devam eder. Ana arı bu süre içinde 8-10 erkek arıyla çiftleşebilir. Ana arı aldığı spermleri ömrünün sonuna kadar canlı olarak koruyabildiği için hayatı boyunca bir daha çiftleşme ihtiyacı hissetmez. Sosyal Düzen Arı kolonisi çok sıkı bir sosyal düzen içinde yaşar. Bütün arılar içgüdesel olarak bu düzeni bilir ve hayatını bu kurallara uygun olarak devam ettirir. Kovanda her arının görevi kesinlikle bellidir. Arılar bu görevlerin dışına çıkamazlar. Arı kolonisi açık alanda yaşama düzenine sahip değildir. Ya insanlar tarafından yapılmış kovanlarda ya da doğal ortamlarda bulunan oyuk ve kovuklarda yaşar. Arı kolonisinin yuva içindeki yaşam alanı ise peteklerdir. Gerek doğal ortamda gerekse kovan içinde olsun arı muhakkak kendisine petek yapar. Balmumundan örülen petek gözleri, hem besin deposu hem de ana arının yumurtalarını bıraktığı bir yavrulama alanıdır. Bütün dünyadaki balarıları petek gözlerini aynı şekilde yapar. Arı kolonisi bir tür kadınlar cumhuriyetidir. Hakim olan unsur dişi arılardır. Erkek arıların yalnızca kraliçe arıyı döllemekten başka bir fonksiyonları yoktur. Arı yaşam alanı olan kendi kovanına kesinlikle pislemez. Aradan kaç gün geçerse geçsin dışkılamak için dışarı çıkmaya fırsat kollar. Kış mevsimi hariç hiçbir arı kovan içinde ölümü beklemez. Öleceğini anlayan arı kovandan olabildiğince uzaklaşır. Bir kovanda, anaarının yaşlandığı durumlar dışında, asla 2 ana arı birden olmaz. Olması halinde sonu ölümle biten bir kavga başlar. Anaarı verimsizleştiğinde yeni ana arı doğup, çiftleşip sağlıklı bir şekilde döllenmiş yumurta bırakıncaya kadar, yaşlı ananın yaşamasına izin verilir. Bütün arı kolonilerinin birbirinden ayrılan kokuları vardır. Arılar kendi kovanlarına girmek isteyen yabancı arıları bu kokudan tanırlar ve giriş yapmalarına izin vermezler. Arılar kendi kovanlarını şekil olarak değil, bulunduğu yer itibariyle tanırlar. Bir kovan 1 metre öteye taşınsa bile dışarıdan gelen arı kendi kovanını bulamaz. Araziye nektar ve polen aramaya çıkan kılavuz arılar geri döndükten sonra kovanın üstünde kendine özgü yaptıkları dansa benzer hareketlerle, kaynağın yönünü ve yerini anlatırlar. Her arı nektarını aldığı çiçeğin üzerine kokudan bir işaret bırakır ve artık o çiçeğe başka bir arı uğramaz. Başka bir canlıyı sokan arının sonu ölümdür fakat kovanı korumak için hiçbir arı ölümüne mal olacak sokma olayını gerçekleştirmekten çekinmez. Bal toplama mevsiminde bir işçi arının ömrü yaklaşık olarak 40 gündür. Yani hiçbir işçi arı topladığı balı kışın kendisi yiyemez. Arı Irkları Bütün canlılarda olduğu gibi arılar da zaman içinde yaşadıkları coğrafi bölgenin şartlarına uyum göstererek değişik ırk özellikleri kazanmışlardır. Arı ırkları hırçınlık, çalışkanlık, hastalıklara dayanıklılık gibi değişik özellikler gösterirler. Arı ırkları; büyüklük, renk, dil uzunluğu, vücudun kıl örtüsü, balmumu bezlerinin şekil ve büyüklüğü, kanat damar yapısı ve kanat büyüklüğü gibi morfolojik özelliklerle birbirlerinden ayrılırlar. Bugüne kadar yapılan taksonomik çalışmalarda dünyada 24 arı ırkı kesin olarak tanımlanmıştır. Bunlardan ancak bazıları ekonomik öneme sahip olup ekolojik şartların elverdiği her yerde yetiştirilirler. Ekonomik değer taşıyan arı ırkları içinde İtalyan, Kafkas ve Karniyol ilk sıralarda yer alırlar. Üstün arı ırkından beklenen özellikler şunlardır: - İnsana yakın ve uysal olması. - Uçuş uzaklığının uzun olması. - Daha fazla bal ve polen toplayacak fiziki özelliklere sahip olması. - Kovanlarını temiz tutması ve hastalıklara karşı dayanıklı olması. - Coğrafya ve iklim şartlarına dayanıklı olması. - Hortum uzunluklarının fazla olması. - Ana arıların yumurtlama yeteneklerinin yüksek olması. - Oğul eğilimlerinin düşük olması. Dünya üzerindeki belli başlı arı ırkları ise şöyle sıralanabilir: 1) İtalyan Arısı: (Apis mellifera ligustica) Eskiden beri üstün özelliklerini koruyan üstün bir arı ırkıdır. Asıl yurdu Kuzey İtalya'dır. İtalyan arıları çok çalışkan ve uysaldırlar. Ana arı bol yumurtlama yeteneğine sahiptir. Çoğalma kabiliyetleri fazladır. Yavru büyütme yeteneği fazla olup erken ilkbaharda kuvvetli koloni oluştururlar. Bol nektar toplayarak çok bal yaparlar. Oğul verme eğilimleri zayıftır. Arı ırkları arasında en güzel petek İtalyan arası tarafından örülür. Tatlı sarı renkli ve güzel görünüşlüdür. Tek olumsuz özellikleri aşırı derecede yağmacı oluşlarıdır. 2) Kafkas Arısı: (Apis mellifera caucasica) Çok uysal,çalışkan ve şiddetli soğuğa dirençli olma gibi üstün ırk özellikleri vardır. Hortumları diğer arı cinslerinden uzundur. Sık sık oğul verme eğilimine girmemeleri bu ırkın üstün nitelikleri arasındadır. Yavru verimleri yüksektir ve kuvvetli aileler meydana getirirler. En kuvvetli oldukları devre yaz ortasıdır. Çok uslu olmalarına rağmen, dışardan gelen yağmacı arı ya da diğer zararlılara karşı kovanlarını oldukça iyi korurlar. Kitin rengi koyudur genelde gri kurşuni renktedirler. Tek kusurları kovana aşırı miktarda propolis getirerek sağa sola bulaştırmalarıdır. 3) Karniyol Arıları: (Apis mellifera carnica), ince yapılı ve uzun dillidir. Kısa ve sık bir kıl örtüsüne sahiptirler. Gri arılar da denilen Karniyol arısının kitini çok koyu renktedir ve genellikle 2. ve 3. halkalar üzerinde kahverengi noktalar, bazen de kahverengi çizgiler vardır. En sakin ve uysal arı ırkıdır. Yavru üretme kabiliyetleri çok iyidir. Küçük aileler halinde kışladıklarından yiyecek tüketimleri azdır. Polen miktarı yeterli olduğu sürece yavru büyütme uzun süre devam eder. Sonbaharda ailenin nüfusu süratle azalır. Çok sert iklim şartlarında bile kışlama yetenekleri iyidir. Oğul verme eğilimleri yüksektir. Yön tayin etme ve kovanlarını bulma duyguları kuvvetlidir. Yağmacılığa karşı meyilli değildirler. Çok az propolis kullanırlar ve bu yüzden yavru hastalıklarına karşı çok hassastırlar. Çevre şartları değişikliklerine uyma kabiliyetleri yüksektir. 5) Anadolu Arısı: (Apis mellifera anatoliaca) Anadolunun büyük bir k ısmında yayılış gösteren Anadolu arısı İngiltere ve ABD'ne götürülerek bu ülkelerdeki ıslah çalışmalarında kullanılmıştır. En büyük özellikleri Anadolu coğrafyası ve iklimine çok iyi uyum sağlamış olmalarıdır. Çalışkan, kış şartlarına ve hastalıklara dayanıklı olma gibi avantajları vardır. Anadolu arısının en üstün vasıflarından birisi de çok zor şartlarda bile bal toplayarak hayatını devam ettirebilmesidir. Genelde esmer ve küçük yapılı arılardır. Arı İğnesi ve Arı Sokması İşçi arının arka tarafında bulunan iğne düşmanlarına karşı en büyük savunma aracıdır. Arkasında olmasına rağmen arı her durumda iğnesini düşmanına rahatlıkla saplayabilir. Arı iğnesi iki kısımdan oluşur. Birinci kısım karın boşluğunda bağırsaklara bağlı ve oval şekilde olan zehir keseciğidir. İkinci kısım ise iğnedir. İğnenin üzerinde 9 adet ok ucuna benzeyen kancacıklar bulunur. Arı iğnesini sapladıktan sonra bu kancacıklar iğnenin geri çıkmasını engeller. İğne saplandıktan sonra arı zehir keseciğini sıkar ve iğneden vücuduna zehir zerkedilen düşman büyük bir acı duyar. Arı iğnesini çıkarmaya çabalar fakat bunu başaramaz. Çoğu zaman bağırsaklarının bir bölümü de koparak iğne zehir keseciğiyle birlikte saplandığı yerde kalır. Kendini kurtaran arının yaşama şansı yoktur, bir iki gün içinde ölür. İğnesini kaybeden arı daha çok hırçınlaşır ve düşmana saldırır. Fakat tekrar sokma şansı yoktur. Arı soktuktan sonra panik halde el kol hareketleri yapmamak lazımdır. Bu hareketler diğer arıların da dikkatini çekerek saldırmalarına sebep olur. Arı saldırısı karşısında yapılacak en iyi şey yüzümüzü ellerimizle kapatıp ordan uzaklaşmak ve bitkilerin arasına oturarak saklanmaktır. Arı sokması sokulan yerin şişmesine neden olur. Bu da insana acı verir ve sinirli yapar. Sokan arıların çokluğuna göre, miskinlik, başağrısı, titreme, kaşıntı gibi reaksiyonlar da görülebilir. Arı zehirinin kendine özgü keskin bir kokusu vardır. Bu zehir kokusunun yayılması diğer arıları da hırçınlaştırır. Eğer bir arı soktuğunda gerekli önlemler alınmazsa, aynı yerden başka arılar da sokmaya çalışır. Onun için arı soktuğunda arılıktan uzaklaşıp sokulan yeri yıkamak gerekir. Arı Soktuğunda Alınacak Önlemler Arı sokup iğnesini bıraktıktan sonra, kesinlikle zehir kesesinden tutarak çıkarmaya çalışmamalıdır. Çünkü bu hareket kesenin içindeki zehirin vücudumuza zerkedilmesine ve acımızın artmasına neden olur. En iyisi bir bıçağın yüzüyle ya da tırnağımızla sıyırarak çıkarmaktır. Belli bir sayıya kadar arı sokması alerjisi olanların dışında tehlikeli değildir. Tehlike sınırı kişinin bünyesine göre değişir. Arı allerjisi olanlarda vücudun genelinde kızarma, kaşıntı ve yumuşak dokularda şişme görülür. Bu sırada solunum güçlüğü, karın ağrısı, kusma, çarpıntı ve baygınlık görülebilir. Boğaz kaslarının kasılması ve yutak bölgesinin şişmesi ile nefes gittikçe zorlaşır ve hasta boğulabilir. Bu olaya "anaflaksi" veya "anaflaktik şok" adı verilir. Arı sokmasına karşı en etkili tedavi amonyaktır. Amonyak hem arının soktuğu yere sürülebilir hem de bir bardak suya 5-10 damla damlatılarak içilebilir. Şişmeye karşı antihistaminik veya steroid bir krem sürülmelidir. Ağızdan alınacak antihistaminik herhangi bir tablet oldukça yararlı olacaktır. Ancak şiddetli reaksiyonlar için geciktirilmeden tıbbi müdahalelere başvurulmalıdır. Arı soktuktan sonra yarayı ovuşturmak ya da emmek kesinlikle doğru değildir. Arı tarafından sokulan kişi eğer terli ise zaten ter zehirin etkisini alacaktır. Sokulan yere buz koymak, soğuk su ile yıkamak, yoğurt sürmek acının azaltılması için faydalıdır. Ayran da içilebilir. Arının meyve yerken ağıza kaçarak boğazdan sokması hayati tehlike yaratabilir. Böyle bir durumda doktora giderken sirke ile sık sık gargara yapmak gerekir.
Bal Dönemi İlkbahar bitip yaz aylarına girildiğinde artık büyük bal toplama mevsimi de başlamış olur. Bal toplama mevsiminin başladığı arıların kovana girişlerinden belli olur. Uçma tablasının üzerinde polen taşıyan arılardan başka, vücut hatları daha irice ve sanki birşeyden ıslanmış gibi rengi koyulaşmış olan arılar da görülür, işte bunlar bal özü taşıyan arılardır. Ayrıca öğleden sonra uçuş tahtası üzerinde çok sayıda işçi arı arkaları kovana dönük şekilde kanat çırpar. Vantilasyon yapan bu arıların amacı kovan içinde hava sirkülasyonunu sağlayarak, getirilen taze balın suyunu uçurmak ve kovan içinde oluşan aşırı rutubeti dışarı atmaktır. Kovan kapağı açıldığı zaman artık arıların eskisi kadar hırçın olmadıkları farkedilir ve kovan içinden taze balın kokusu duyulur. Çıtaların üst kısımlarının beyaz petekle kabartıldığı görülür. Ballıktan bir çerçeve çekilirse artık balın sırlanmaya başladığı tesbit edilir. Arılıktan bir test kovanı seçilerek altına tartı için bir baskül konursa, günlük ağırlıklar karşılaştırılarak büyük bal toplama mevsiminin başladığı pratik olarak anlaşılabilir. Yaz ayında arıcı kovanların içindeki bal durumunu izleyip gerekli müdahaleleri zamanında yapmalıdır. Eğer mevsim çok elverişli ve gelen bal da çoksa, bal sağımına hemen başlanır. Petek gözlerinin en az üçte ikisi kapanmış petekler hiç bekletilmeden sağılarak boşalan petekler kovandaki yerlerine tekrar konur. Böylece hazır kabartılmış peteği arılar çok kısa zamanda tekrar balla doldurabilirler. Bal akımının yoğun olduğu dönemlerde arılar 3-5 günde bir katı doldurabilir. Arı nüfusu birinci ballığa sığmamaya ve ballıktaki çerçeveler sırlanmaya başladığında, artık ikinci ilaveyi verme zamanı gelmiştir. İkinci ilave genellikle kuluçkalıkla birinci ilavenin arasına konur. İlk konulan ilave bal dolu çerçevelerin sırlanması için en üste yer alır, ikinci ilave de hemen kuluçkalığın üzerinde olduğu için arılarca daha kolay kabartılarak bal depolanmaya başlanır. Bu mevsimde arıları güneşten ve sıcaktan korumak gerekir. Fazla güneşe maruz kalan arılarda miskinlik ve uyuşukluk görülür. Kovaniçi sıcaklığın 37 dereceden yukarıya çıktığı durumlarda arılar çalışmayı bırakır. Bütün güçlerini kovanın soğutulması için vantilasyon yapmaya harcarlar. Ayrıca yüksek sıcaktan kovan içindeki petekler eğilir yamulur. Kovanları sıcaktan korumak için üzerlerine çardak yapılabilir ya da ot, dal parçaları konulabilir. Bu ayda eğer etraftaki su kaynakları yeterli gelmiyorsa arılıkta muhakkak sulama tertibatı bulunmalıdır. Arılar çok yüklü ve yorgun geldikleri zaman genelde kovan uçma tablasına konamayarak yere düşer. Bal toplama mevsiminde mümkünse bu uçuş tablasının genişletilmesi gerekir. Yine bu mevsimde kovanların önünü kapayacak kadar büyüyen yabani otlar temizlenmeli arılara rahat uçuş imkanı sağlanmalıdır. Yaz sonunda özellikle sarıca arılara karşı gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu dönemde sarıca arılar arılıklara saldırarak, onların depoladıkları bala ortak olmaya çalışırlar. Ayrıca bir şekilde arazide kendine yuva yapmış kaçak oğullar eğer kış için gerekli balı toplayamadılarsa, arılıklara saldırarak yağmalamaya çalışırlar. Bunlara harami arılar denir. Bununla ilgili önlemler de alınmalıdır. Yaz mevsiminin sonlarına doğru artık arazideki bal kaynakları kesilir. Arıların bal getirme işlemi azalmaya başlayınca bal hasadı zamanı gelmiş demektir. Bal hasadı fazla gecikmeden usulüne uygun bir şekilde yapılır. BAL HASADI Bal hasadı bal toplama mevsiminin sonlarına doğru, arazideki nektar akımı henüz bitmeden yapılmalıdır. Nektar akımı kesildikten sonra yapılan bal hasadında arılar çok hırçın olur ve yağmalama eğilimi gösterir. Hasaddan önce arıcı problem yaşamamak için gerekli bütün hazırlıkları yapmalıdır. İlk hazırlık, hasad edilen balların konacağı mekanın hazırlanmasıdır. Burası arıcının rahat çalışabileceği şekilde düzenlenir. Odanın içerisine arı girmesini engelleyecek bütün önlemler alınır. İkinci hazırlık arıcının kendi hazırlığıdır. İyi bir maske ve iş tulumu giyilir. Özellikle paçalardan arı girişini engellemek için ayaklara poşet geçirerek paçaların lastikle bağlanması önerilir. Arıcı bütün ekipmanını gözden geçirir. Eldiven, eldemiri, fırça, körük, üzerine ballık ilavelerini koyabileceği bir sehpa, arıları kovan önüne silkme esnasında kullanacağı genişçe beyaz bir örtü hazırlar. Bal hasadına yağmacılık tehlikesini önlemek için sabahın erken saatlerinde başlanır. Saatler ilerleyip havanın ısınmasıyla birlikte yağmacılık eğilimi başladığında hasada son verilmelidir. Soğuk ve bulutlu günlerde de arılar kuluçkalıkta salkım düzenine geçeceklerinden, ballıktaki arı sayısı en asgari seviyede olur. Arıları ballı çerçevelerden uzaklaştırmak için genellikle 4 yöntem kullanılır: 1) Silkme, Süpürme Yöntemi: Çok büyük miktarlarda kovanı olmayan arıcıların en çok uyguladıkları yöntemdir. Temiz ve sağlığa zararlı katkı maddesi içerme riski olmayan bu yöntemin en büyük dezantajı arıların hırçınlaşması ve yağmacılıktır. Üzerine kovan gövdesinden ayırdığımız ballıkları koyacağımız bir sehpa hasat yapacağımız kovanın yanına yerleştirilir. Usulüne uygun yakılmış olan körükten yavaşça dalgalar halinde örtü tahtasının kenarlarından 2-3 kere duman verilir. Ballık ilavesi eldemirinin yardımı ile kuluçkalıktan ayrılarak sehpanın üzerine konur ve üzeri hemen örtülür. Kuluçkalığın üzeri de örtü tahtasıyla kapatılır. Bu aşamada iki silkeleme yönteminden birisini tercih etmek gerekir. Birincisi arılar kovan önüne silkelenebilir. Bunun için hazırlanan beyaz örtü uçma tahtasını da kaplayacak şekilde kovan önüne serilir. Örtüye silkilen arılar körükle duman verilerek kovana doğru yönlendirilir. İkinci silkeleme yönteminde ise kuluçkalık örtü tahtasıyla kapatılır fakat arıların yukarı ve aşağı gitmelerini sağlayacak bir delik bırakılır. Bu sayede kuluçkalıktaki arıların hasat sırasında rahatsız olup hırçınlaşmaları engellenmiş olur. Kuluçkalığın üzerine içinde 4-5 adet boş petekli çerçeve bulunan bir ballık ilavesi konur, üstü ıslak bir bezle örtülür. Arılar üstteki ballığın örtüsü yarım açılarak buraya silkilir. Arada bir ballığın üzerinde duman gezdirilerek arıların uçuşları engellenir. Bazı arıcılar kuluçkalık üzerindeki ballığı almadan doğrudan ballı çerçeveleri almaya ve arıları bunun üzerine silkmeye başlarlar. Bu oldukça sakıncalı bir yöntemdir. Çünkü ballık içine silkilen arı tam yerine yerleşmeye başlarken ikinci çerçeveyle yukarı çıkarak tekrar silkilir. Birden fazla silkilen arılar ise hırçınlaşarak deli gibi saldırmaya başlar ve hasadı zora sokar. Bazı arıcılık kitaplarında ise ballık alındıktan sonra çerçevelerin doğrudan kuluçkalığa silkilmesi önerilmektedir. Özellikle hırçın arı ırklarıyla çalışan arıcılar için bu da işi zora sokan bir yöntemdir. Bu şekilde davranıldığında kuluçkalıkta bulunan arılar da taciz olacağından hırçınlaşarak saldırmaya başlar. Silkeleme işleminde çerçevenin iki ucu tutularak hızlıca aşağı doğru silkme hareketi yapılır, ya da çerçeve tek ucundan tutularak boşta kalan elle çerçeveyi tutan elin üzerine sertçe vurularak arıların aşağı düşmesi sağlanır. Arıcı kalan bir kaç arıyı da yavaşça fırça ile süpürüp uzaklaştırarak elindeki çerçeveyi yardımcısına verir. Yardımcı çerçeveyi alarak bu iş için hazırlanmış altı kapalı bir kutunun içine koyar ve hemen üstünü ıslak bir bezle kapatır. Bu şekilde hızlıca hasad yapılmış olur. Bu esnada arıcı sağa sola bal bulaştırmamaya ve arıları öldürmemeye dikkat etmelidir. Bal bulaşıkları yağmacılığa neden olur. Hasad edilen kovanın üzeri hızlıca örtülür ve ikinci kovana geçilir. 2) Arı Kaçıran Yöntemi: Bu yöntemde ortasına arı kaçıran aleti monte edilmiş örtü tahtası kuluçkalık ile ballık arasına konur. Arı kaçıran sayesinde arılar kuluçkalığa inebilirler fakat yukarı çıkamazlar. Böylece 2-3 gün içerisinde ballık arılardan boşalmış olur ve ballı çerçeveler kolaylıkla hasad edilir. Bu yöntemin sağlıklı olarak uygulanabilmesi için ballıkta kuluçka olmaması gerekir, çünkü bakıcı arılar aşağıya inmedikleri için ballık boşalmamış olur. Bu yöntemin sakıncası ise özellikle çok sıcak havalarda vantilatörcü arılar yukarıya çıkamadığı için ballıktaki balların erimeye başlamasıdır. 3) Kimyasal Madde Yöntemi: Bu yöntem yurtdışında çok büyük ticari arılıklarda kullanılır. Arıların kokusundan hoşlanmadığı madde kapağın altına yapılan özel bir düzeneğe sürülerek kovan kapatılır. Arılar belli bir süre zarfında ballığı terkederek kuluçkalığı iner. Bu yöntemde kullanılan kimyasal maddelerden bazıları insan ve arı sağlığı açısından risk oluşturduğundan uygulanabilmesi için yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. ABD'de kimsayal madde olarak yalnızca "Benzaldehyde" ile "Propionic ve Butric Anhydride" kullanımı için izin verilmektedir. Ülkemizde bazı arıcılar tarafından kullanılan ticari adı "Fenol" olarak bilinen "Carbolic acid" kullanımı ise yasaklanmış bulunmaktadır. 4) Hava Üfleme Yöntemi: Bu yöntem basınçlı hava üfleyerek arıların çerçevelerden uzaklaştırılması esasına dayanır. Bunun için kovan önüne altı açık bir sehpa konur. Kovan uçma deliği ile sehpanın arasına genişçe bir bez gerilir. Ya da uçma deliğine arıların rahatlıkla tırmanması için bir rampa konulur. Ballık sehpanın üzerine konarak çerçeve aralarından basınçlı hava püskürtülür. Havanın tazyikiyle örtü üzerine düşen arılar dumanla yönlendirilerek kovana girmeleri sağlanır. Arılardan boşalan ballık altı ve üstü kapatılarak süratle arılıktan uzaklaştırılır. Yurtdışında bu iş için geliştirilmiş çok çeşitli modellerde hava üfleyen aletler satılmaktadır. Ülkemizde ise pratik olarak havayı dışarıya üfleme düzeneği olan elektrikli süpürgeler kullanılabilir. HASADDAN SONRA YAPILACAK İŞLER Balın Süzümü Bal süzme işlemi yapılmadan önce oda sıcaklığı, süzme kolaylığı ve akıcılığın sağlanması açısından 25-30 oC olmalıdır. Süzülecek çerçevelerin petekleri üzerindeki sırlar, sır bıçağı veya sır tarağı ile alınır. Sırı alınan petekler elle veya elektrikle döndürülen santrifüj (bal süzme) makinesine yerleştirilerek balları çıkartılır. Yurt dışında sır alma ve bal süzme işlemi, çoğunlukla tamamen otomatik makinelerle yapılmaktadır. Peteklerde kalan bal bulaşıklarının temizlenmesi için balı süzülmüş petekler akşam üzeri kuluçkalığın üzerine verilerek arılarca temizlenmesi sağlanır. Bu temizlenme işi yağmacılığa neden olmamak için kesinlikle gündüz yapılmamalıdır. Bu çerçevelerden temiz ve kullanılabilecek olanlar saklanarak ilkbaharda tekrar kovanlara verilebilir. Balı Süzülmüş Peteklerin Değerlendirilmesi Balı alınan peteklerin tekrar kullanılabilecek durumda olanları tecritli petek odalarında muhafaza edilir. Petek güvesine karşı, petekler askıya dizilerek içinde korlaşmış mangal kömürü bulunan mangallarda veya elektrik ocaklarında toz kükürt yakılarak dumanlama yapılır. Ancak bu uygulamada peteklerde bulunan güve yumurtaları ölmediğinden uygulama 2-3 haftalık aralıklarla bir kaç kez tekrarlanır. Gerektiğinde bu petekler gelecek ilkbaharda tekrar kullanılabilir. Ancak bu tür peteklerin tekrar kullanılması hastalıklar yönünden riskli olabilir. Bu yüzden bazı ülkelerde peteklerin sadece bir yıl kullanılmasına müsaade edilir. Muhafaza yönteminde naftalin kesinlikle kullanılmamalıdır. Petrol ürünü olan naftalin kanserojen bir madde olup bal ve balmumundaki kalıntısı insan sağlığı için tehlikelidir. Kullanılamayacak durumdaki petekler, eritilerek kalıp mum haline getirilir. Balın Dinlendirilmesi Bal süzme makinesinde elde edilen bal, gittikçe incelen çok katlı elekten geçirilerek mum kırıntıları ve diğer yabancı maddeler ayıklanır. Buna rağmen küçük parçacıklar ve oluşan hava kabarcığı balın rengini bulandırır. Bunun için bal, dinlendirme tankına alınır ve dinlendirilir. Küçük mum kırıntıları ve hava kabarcığı köpük şeklinde üstte toplanır. Köpüklü kısım arılara yem olmak üzere ya da sirke ve likör yapımı için ayrı bir yerde depolanır. Dinlendirme kabındaki bal durulduğunda ve berraklaştığında ambalajlanabilir. Balın Depolanması Bal, değişik yapı taşlarından oluştuğundan depolama sırasında bile yapısal olarak sürekli değişikliğe uğrar. Bu değişmeler genellikle kristalleşme, renk koyulaşması, asitlik derecesinin artması, balın içinde bulunan şeker çeşitlerinde artma ve azalma olması şeklindedir. Bunun yanında balın depolanma süresinin artması ve ısıtılması HMF (hidroksi metilfurfurol) değerini yükseltir. Balın kristalleşmesi 5-7 oC'da, ekşimesi 10 oC'da başladığından süzülen ballar eğer ısıtılmayacaksa 5 oC'nin altında tutulmalıdır. Kristalize olmuş balın tekrar eski haline dönmesi için bal kabı sıcak su dolu bir kap içerisinde bekletilerek balın çözülmesi sağlanır. Bal kabı hiçbir zaman doğrudan ateş ile temas etmemelidir. Çözünen bal tekrar kristalize olabilir.
Sonbahar ve Kışlatma SONBAHAR ÇALIŞMALARI Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte artık arıları kış düzenine geçirme zamanı yaklaşmış demektir. Sonbaharda alacağımız basit önlemler arı kolonisinin kışı emniyetli bir şekilde geçirmesini sağlar. Sonbaharda güçlü olan bir arı ailesi ilkbahara da güçlü olarak çıkar. Arazideki bal kaynaklarının kesilmesiyle birlikte ana arının yumurtlaması da yavaşlar. Bal hasadıyla birlikte nüfusu azalan arı kolonisi ballıktan kuluçkalığa iner. Sonbaharda yapılması gereken işler sırasıyla şunlardır: a) Yiyecek durumunun kontrolü. Yaklaşık 15-20 kg balı olan bir kovan o kışı sönmeden geçirebilir, bu yüzden kışlık bal stoku eksik olan arılara muhakkak diğer kovanlardan aldığımız ballı çerçeveler verilmelidir. Eğer bal var ama henüz petekler sırlanmamışsa, arılara bal şerbeti vererek bu petekleri sırlamaları sağlanmalıdır. Çünkü sırlanmamış petek içindeki bal zamanla ekşir. b) Arı miktarının kontrolü. Güçlü olan kovan kış şartlarına daha kolay dayanabileceğinden, arı sayısı çok az olan kovanlar birleştirilmelidir. Çok güçlü olmamakla birlikte arı sayısı çok olan kovanlara ise muhakkak teşvik şuruplaması yapılmalıdır. Verilen şurup sayesinde Anaarı yeniden yumurtlamaya başlar ve kovandaki arı sayısı artar. Ayrıca kovan nüfusu gençleştiği için ilkbahar mevsimine daha çok arı kalır. Normalde 7-8 çerçeve arısı olan kovan o kışı rahatlıkla geçirebilir. 5-6 çerçevesi olan kovanlar için teşvik şuruplaması muhakkak yapılmalıdır. c) Ana arının kontrolü. Ana arının durumu muhakkak kontrol edilerek hastalıklı, yaşlı ya da bir şekilde sakat kalmış ana arılar muhakkak değiştirilmelidir. Bu mevsimde değiştirme imkanı yoksa bu tür kovanlar anası sağlam ama nüfusu az olan kovanlarla birleştirilmelidir. Anası kışın ölen koloni birliğini sağlayamaz ve dağılır. d) Kovanın fiziki kontrolü. Kovan yapısı kontrol edilerek sonbahardaki şiddetli yağmurlara ya da kış şartlarına karşı oluşabilecek problemler çözülmelidir. Özellikle yağan şiddetli yağmurlar kovanın içine sızması durumunda rutubet ve küf yaparak arının sönmesine neden olur. Problemli olan kovanlar ve kovan kapakları sağlamlaştırılmalıdır. Ayrıca arılıkta kovanların kışı daha emniyetle geçirecekleri önlemler alınmalıdır. e) Üst örtüsü kontrolü. Kovan üst örtüsünün kovan içindeki fazla rutubeti alacak şekilde olması gerekir. Bunun için petek çerçevelerinin üzerine bez örtülmesi önerilir. Bu bezin üzerine ise kağıt parçaları ve temiz ot demetleri konabilir. Naylon ve plastik şeyler koymak kesinlikle doğru değildir, çünkü bu tür malzemeler kovaniçinin rutubetlenmesine neden olur. f) Kovan bölme tahtası. Eğer kovan içinde arıların işgal etmediği çerçeveler varsa bunları muhakkak almak gerekir. Daha sonra kovan iç hacmin daraltmak için çerçeveyle boşluk arasına bir bölme tahtası konur. Bölme tahtasının boş kalan tarafına ise ot, bez, kağıt gibi malzemelerden yastık yapılırsa iyi bir izolasyon sağlanmış olur ve arılara ısınmaları konusunda yardım etmiş olunur. g) Fazla ballar. Kuluçkalıktaki fazla balları almak gerekir. Bir kovanın ortalama bal ihtiyacı 15 kg civarındadır. Yani yaklaşık 5-6 çerçevede balı olan arı kışı rahatlıkla geçirebilir. Bütün çerçeveleri bal ile dolu olan kovandaki arılar ısınma konusunda problemle karşılaşırlar. h) Yağmacılığa karşı önlemler. Yine sonbahar ayları yağmacılık tehlikesinin olduğu aylardır. Yiyeceği yeterli olmayan arılar diğer kovanlara saldırabilir. Ya da arılık arazide kışlayan ama yeterli yiyeceği toplayamayan harami arıların baskınlarına uğrayabilir. Gerekli önlemleri almak gerekir. ı) Zararlılara karşı önlemler. Kovanlardaki arı miktarı azaldığı için dışarıdan gelecek hastalık ya da diğer zararlılara karşı kovanın direnci azalır. Sonbahar aylarında buna da dikkat etmek gerekir, arıbiti, güve, sarıca arı gibi zararlıların saldırılarına karşı gerekli önlemleri almak gerekir. KIŞLATMA ÇALIŞMALARI Kış mevsimiyle birlikte artık arılıktaki faaliyetler sona erer. Arılar kış uykusu düzenine geçerler. Arılar, kovan içi sıcaklığı 14 oC'a düştüğü zaman bir araya toplanarak kış salkımı oluştururlar. Salkımın merkezindeki sıcaklık 33 oC, dış yüzeyinde ise 6-8 oC olabilmektedir. Arılar bal yiyerek gerekli olan ısıyı üretirler ve ısı arttıkça salkımı genişletirler. Kışın herhangi bir sarsıntı ile kış salkımından düşen arılar tekrar salkıma çıkamaz ve ölürler. Kış salkımının bozulmaması için koloniler kış süresince ve soğuk dönemlerde kesinlikle rahatsız edilmemelidir. Havaların iyice soğuyup arıların uçuşlarının kesildiği andan itibaren artık arılıkta kış şartlarıyla ilgili gerekli önlemleri almak gerekir. Mevsim şartlarından etkilenmemeleri için kovanlar yanyana getirilerek üstleri örtülebilir. Fakat bu örtü kesinlikle kovanın havalanmasını engelleyecek şekilde olmamalıdır. Eğer çevrede propolis kaynakları bolsa arılar giriş deliklerini kendileri daraltırlar. Ama bu yapılmamışsa bir çıta parçasıyla giriş deliğini daraltmak gerekir. Kovan giriş deliğinin yönü sert ve soğuk esen rüzgarların aksi istikamette olmalıdır. Buna dikkat edilmezse arı kovan içindeki gerekli ısıyı sağlayamaz. Kovanların yerden 40-50 cm yükseklikte sehpalar üzerine konması en doğru harekettir. Eğer kovanlar doğrudan toprak üzerindeyse, kış mevsimine girmeden önce bunların yer ile temasını kesmek gerekir. Kovanın üzerine kar yağması herhangi bir probleme yol açmaz. Bilakis kovan soğuğa karşı daha iyi korunur. Ama özellikle çok kar yağdığı günlerde kovan giriş deliklerinin kontrol edilerek açılması gerekir. Kışın dışarıda kar olup havanın da güneşli olduğu günlerde arı girişine havalandırmayı kesmeyecek şekilde bir tahta parçası koyarak, güneş ışıklarının kovan içine girmesi engellenmelidir. Çünkü böyle havalarda güneş ışıklarını gören arılar kovan dışına çıkmaya teşebbüs ederler. Fakat dışarısı karlı olduğu için uçamayıp telef olurlar. Arıların dışarı çıkması engellenemiyorsa kara konup ölmemeleri için arılığın önüne, kül, saman, ot gibi şeyler yayılmalıdır. Eğer kışın arılarda gıda azlığı problemi çıkarsa güneşli bir günde şerbet yerine arı kekiyle beslemek gerekir. Şerbet kısa zamanda ekşiyeceğinden arıların ishal olmasına yol açar.
İlkbahar Bakımı İlkbaharın ilk günlerinde arıcının kovanlar üzerinde yapacağı çalışmaların, o seneki bal verimi üzerinde çok büyük etkileri olur. Bilinçli bir arıcı ilkbahar bakımını ihmal etmeyerek, arılıktaki problemleri en baştan çözer ve bal toplama mevsiminde arılarını en verimli şekilde çalıştırır. Verimi yüksek ürün almak isteyen arıcının hedefi, büyük bal toplama mevsimine kadar kovandaki arı sayısını mümkün olduğunca çok artırmak olmalıdır. Bal toplama mevsiminde bu sayıyı 80.000-100.000 yapabilen arıcı o sene istediği miktardaki balı alabilir. Bu sayı ne kadar düşük olursa arının getireceği ve depolayacağı bal da o kadar az olur. Arazide nektar akımının yoğunlaştığı günler olarak tanımlayabileceğimiz büyük bal toplama mevsimi, ortalama olarak 10 ile 30 günlük bir süreyi kapsar. Bu dönemde bitkilerin oluşturduğu nektar miktarı en üst seviyeye çıkar. Bu süre yıl, iklim, mevsim ve coğrafi koşullara göre değişir. Arılar günlük ihtiyaçlarından artan balı ancak bu mevsimde kovanlara depolayabilirler. Toplam arıcılık faaliyetlerini mevsimlere bölersek, büyük bal toplama mevsimi süre olarak çok az bir zaman dilimini kapsar. İlkbaharda arılıkta yapacağımız ilk işlerden biri, kış için aldığımız önlemler arıların uçuşunu engelleyecek şekildeyse bunları kaldırmaktır. Eğer kovanları yanyana yaklaştırıp üstlerini örttüysek, kovan yerleşimlerini gerçek durumlarına getirmek gerekir. Kovan giriş delikleri kapatılmışsa açılmalıdır. Ayrıca kovan uçuş deliklerini tıkayan arı ölüleri temizlenmelidir. İLK BAKIM VE KOVANLARIN DIŞTAN MUAYENESİ Arılar ilkbaharın sıcak günlerinde özellikle dışkılamak için dışarı çıkma fırsatını kaçırmaz. Etrafta çiçekler açmaya başladığı zaman artık kovana polen de taşımaya başlarlar. Fakat geceleri soğuk ve gündüzleri de sıcaklık değişken olduğu için, havalar iyice ısınıncaya kadar kovanı açmak doğru değildir. Çünkü böyle bir hareket yavruların üşümesine neden olacağı gibi, kovan ısısını düşürdüğü için bal tüketimini de artırır. Ayrıca soğuk havalarda kovan kapağının açılması arıları paniğe sevkeder ve çok hırçınlaştırır. Bu yüzden havalar ısınıncaya kadar kovanı dıştan muayene ederek ve arıların hareketlerine bakarak problemleri tesbit etmek gerekir. Arıcının dıştan muayene yaparak tesbit etmesi gereken durumlar şunlardır: a) Ana arının varlığı: Bir kovanın hayatiyetini devam ettirebilmesi için ilkbaharda ana arının var olup olmadığı çok önemlidir. Müsait günlerde arılar hızlı bir şekilde çalışıp kovana polen getiriyorlarsa bu ana arının varlığına işarettir. Eğer arılar polen taşımıyor ve kovanın dış yüzünde geziniyorlarsa ana arı büyük ihtimalle kışın ölmüştür. b) Besin durumu: Kovan alt tablasında görülen balmumu kırıntıları arıların açlık çektiğini gösteren işaretlerden biridir. Ayrıca larvalar dışarı atılmaya başlanmışsa, bunun sebebi yavruların üşümesi olabileceği gibi, aç kalmaları da olabilir. Dışarıya yoğun bir şekilde ölü arı atılıyor olması da akla, kovan içinde oluşan bir hastalık dışında, besin durumunun kritik seviyede olduğunu getirir. Besin durumu azaldığında kovan içindeki yaşlı arılar genç nesillerin yaşama şanslarını artırmak için intihar etmeye başlar. Arılar genelde kafalarını petek gözü içine sokup havasız kalmak suretiyle intihar ederler. Bir kovanın ortalama ağırlığı biliniyorsa, kucağımıza alıp tartarak içindeki yiyecek durumunu tahmin edebiliriz. Bu dönemde havalar iyice ısınmadığı için arılara şerbet vermek doğru değildir. İhtiyacı olan kovanlara acilen katı yem vermek gerekir. Pratik bilgiler kısmında anlatıldığı gibi pudra şekeri ve süzme baldan arı keki yapılarak yemleme deliğinden verilir. Eğer arı keki yapılacak malzeme bulunamıyorsa, geçen dönemden kalan ballı bir çerçevenin sırları alınarak kuluçkalık çerçevelerinin üzerine yatırılır. Üzeri hemen bir bezle örtülerek kapak kapatılır. c) Kovan mevcudu: İşçi arılar kovana birer ikişer girip çıkıyorlarsa, kovanın arı mevcudu az ve dolayısıyla zayıf sayılır. Ama işçi arıların canlı bir şekilde üçer beşer girip çıkması o kovanın güçlü olduğunu gösterir. Ayrıca akşam arılar yerlerine girdikten sonra, kovana kulağımızı dayayıp bir elimizde tıklatınca, güçlü kovanlar çok hızlı tepki verir ve güçlü bir vızıltı çıkarır. Güçsüz kovanların vızıltısı ise çok zayıftır. d) Hastalık durumu: Kovandaki arıların herhangi bir hastalığa yakalanıp yakalanmadığı da uçuşları gözlemlenerek tahmin edilebilir. Kovan tablasında normalinden çok fazla arı ölüsü varsa ve kovandaki besin miktarının da yeterli olduğu biliniyorsa, bu durumda hastalıktan şüphelenilmelidir. Yerlerde kanatsız arılar geziniyorsa varroa hastalığı var demektir. Yerlerde ve uçma tahtası etrafında küçük gruplar varsa ve arılar uçmuyorsa nosema hastalığından şüphelenmelidir. Arılar içeriden kovan uçma tablasına mumya görünüşlü yavru ölüleri taşıyorsa, kireç ya da taş hastalığı vardır. Dışarı çıktıkları ilk birkaç gün arıların ishal olması normaldir. Fakat daha uzunca bir süre uçuç tablası ve arılığın önü kirleniyorsa dizanteriden şüphe edilmelidir. Dıştan muayene esnasında problem tesbit edilen kovanlar işaretlenerek, içten muayene esnasında ilk önce bunlara bakılmalıdır. BÜYÜK BAKIM VE KOVANLARIN İÇTEN MUAYENESİ Havalar iyice ısınıp, gündüz ve gece arasındaki sıcaklık farkı azaldığında, artık kovanların büyük bakım ve içten muayenesinin zamanı gelmiş demektir. Bakıma sakin ve güneşli bir günün sabahında başlanır. Bakım esnasında sırasıyla şu işleri yapmak gerekir: a) Eğer arılar hırçınsa körük yakılır ve usulüne uygun şekilde kovana duman verilir. Duman usulüne uygun verilmezse arılarda tam tersi bir etki yapar ve onları daha da hırçınlaştırır. Bu dönemde arazide nektar akımı yeterli olmadığı ve kovandaki besin miktarı da kritik seviyede olduğu için, arılar stres altındadır. Dolayısıyla bu dönemde arılar her zamankinden daha hırçın olur. Körük bol duman verecek şekilde pratik bilgiler bölümünde anlatıldığı gibi yakılır. Uçma deliğinden yavaş dalgalar halinde 2-3 kere duman verilir ve yaklaşık 2 dakika beklendikten sonra, gürültü yapmamaya dikkat ederek, üst kapak örtüsü açılarak kontrole başlanır. Eğer gerekirse üst kapak örtüsünün kenarlarından da bir kaç kere yavaşça duman verilir. Yavruların üşümemesi için, üst kapak örtüsünün tamamı birden açılmaz. Eğer kovan üst kapak örtüsü tek parça ise, kaldırıldıktan sonra kovan üstü açık bırakılmayarak, bir bezle örtülür ve gerektiği kadarı açılır. Kontrol sırasında telaşsız ve hızlı bir şekilde hareket edilir. b) Kovan çerçeveleri birer birer elden geçirilerek durumları kontrol edilir. Bu kontrol sırasında işçi arı sayısı, yumurta ve larva durumu, bal, polen durumu gözden geçirilir. Çerçeveler kovan üzerinde tutularak kontrol edilir. Böylece ana arının dışarı düşerek telef olma riski ortadan kaldırılmış olur. Aynı çerçevede farklı büyüme aşamasındaki larvalar karışık halde duruyorsa ve aralarda boş gözler de varsa, bu ana arının yaşlılığının ya da verimsizliğinin işaretidir. Aslında aynı çerçevede farklı aşamalarda larvalar bulunması normaldir. Fakat verimli bir anaarı, hücre aralarında hiç boşluk bırakmadan yumurtlar ve yavrulu alanlar bir şerit şeklinde birbirini takip eder. Farklı aşamalardaki larvaların oluşturduğu alanlar düzgün görünümlüdür, birbirine karışmış şekilde değildir. Arılar özellikle soğuk havalarda kovan içerisinde salkım düzeni oluştururlar. Bu yüzden ilkbaharın ilk günlerinde, arıların yoğun olarak bulunduğu kovanın ortasındaki çerçevelerde daha çok kuluçka bulunur, kenarlara doğru ilerledikçe hem arı sayısı hem de kuluçka sayısı azalır. Havalar iyice ısınıp, arılar kovana yayılmaya başladıkça kenarlara doğru olan çerçevelerde de kuluçka sayısı artmaya başlar. Kuluçkalıktaki ısının sabit tutulabilmesi için, arılar tarafından işgal edilmemiş çerçevereler çıkarılıp, kovan bölme tahtası konarak kovan içinin hacmi küçültülür. Bölme tahtasının boş kalan bölümüne saman, ot, gazete vesaire doldurularak izolasyon sağlanır. Yine kovan üst örtüsünün yavruların üşümeyeceği şekilde elden geçirilmesi gerekir. Bir de geçen dönemden kalan ballı çerçeveler çok yer işgal ederek ana arıya yumurtlama alanı bırakmamış olabilir. Bu çerçeveler alınarak yerine kabartılmış veya temel petekli çerçeve takılır. Ya da arazideki nektar akımı çok olduğu için arılar bol miktarda bal getirerek depoladıkları için, yine ana arıya yumurtlama alanı kalmamış olabilir. Kuluçkalıktaki erkek arı hücreli petekler de çıkarılarak yerlerine dişi gözlü kabartılmış petek ya da hazır petek konulmalıdır. c) Anaarının var olup olmadığına ve varsa durumuna bakılır. Kanatları yıpranmış, yaşlanmış, hastalanmış ya da bir nedenden dolayı yumurtlama yeteneği azalmış ana arılar muhakkak yenileriyle değiştirilmelidir. d) Küf, arı biti, ishal, petek güvesi, yavru çürüklüğü gibi hastalıkların olup olmadığı kontrol edilir. Kovanda tespit edilen hastalıklar için gerekli önlemler mutlaka alınmalıdır. Ülkemizde bütün arı hastalıkları ile ilgili ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçların ruhsatlı olmasına ve yalnızca arılar için üretilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Bu dönemde hastalık olmasa bile koruyucu bir takım ilaçlar ve vitaminler de verilebilir. Hastalıklarla ilgili koruyucu ve tedavi edici ilaçlamaları ilkbaharda, arı nüfusunun en az düzeyde olduğu bu dönemde yapmaya dikkat etmelidir. Çünkü bu dönemde yapılan ilaçlama bal mevsimi henüz başlamamış olduğu için, üretilen balda ilaç kalıntısı riskini en aza indirir. e) Kovanın fiziki yapısı gözden geçirilir. Arıların gelişmesine engel olacak kusurlar varsa kovan muhakkak değiştirilir. Muayeneden sonra problemli olduğu tesbit edilen kovanlar arılık dışına çıkarılarak gerekli bakımları yapılır. Rutubetlenmiş ve küflenmiş kovanlar güneşe konularak kurutulur. Daha sonra delik, çatlak ya sökülmüş yerleri çakılırak tamir edilir. Kovan, içindeki artıklar kazındıktan sonra pürmüz lambasıyla ya da yanan bir ateşin üzerine tutularak dezenfekte edilir. Boya ihtiyacı olan kovan hiç ihmal edilmeden boyanır. f) Çerçevelerdeki ve kovan iç yüzeyindeki fazla petek parçaları kesilip toplanır. Özellikle arıların işgal etmediği aşırı siyahlaşmış ve eskimiş petekler alınarak yerine yeni petekli çerçeveler takılır. Mümkünse her yıl kuluçkalıktaki eski çerçevelerin yarısını değiştirmek kovanın sağlıklı gelişmesini olumlu yönde etkiler. g) Kuluçkalıkta 10 çerçeve bulunan bir kovanda 2 çerçeve arı kalmışsa bu aile zayıftır. 3-4 çerçeve arı varsa ve ana arısı yaşlı ve hasta ise bu kovan da zayıftır. Fakat 3-4 çerçeveli kovanın ana arısı kaliteliyse bu arı orta güçtedir. Arılı çerçeve sayısı 4'ten fazla ve ana arısı da çalışkansa bu kovan büyük bal toplama mevsimine kadar kendisini geliştirebilir demektir ve güçlü kovan sayılır. Kovan mevcudu az ise bu kovan başka bir kovan ile muhakkak birleştirilmelidir. 1 tane güçlü kovan 10 tane zayıf kovandan daha fazla bal üretir. Kovan mevcudu 3-4 çerçeve olmakla birlikte anası çalışkan kovanlara, diğer güçlü kovanlardan yavrulu petek takviyesi yapmak gerekir. Güçlü kovanda tespit edilen kapalı gözlü yavrulu petek yerinden alınır, üzerindeki arılar silkilerek güçlendirilmek istenen kovanın uygun yerine konur. h) Besin durumu kritik seviyeye inmişse kovanlar muhakkak beslenmelidir. Aslında ana arıyı yumurtlamaya teşvik etmek için, kovanlarda bal olması durumunda bile kovana şerbet verilmelidir. Havaların soğuk olduğu ve kovanın açılmasının riskli olduğu günlerde arıları kek ile beslemek doğrudur. Ama havalar ısındıktan sonra şerbet rahatlıkla verilebilir. Arılar çoğunlukla soğuk kış aylarında değil, havaların ısınmaya başladığı ilkbahar aylarında sönerler. Çünkü soğuk günlerde arılar kış uykusundadır ve çok az besin tüketir. Fakat havaların ısınmasıyla arı faaliyete geçer ve besin tüketimi çok yükselir. Arazide bal kaynakları da henüz oluşmadığından bu dönemde besinsiz kalan arı kovanı sönmeye mahkum olur. Eğer kovanda ballı ve üzeri sırlı çerçeveler varsa arıların beslenmesine yardımcı olmaki için bu çerçevelerin sırlarını çizerek yerine koymak gerekir. Kovanda hiç yiyecek kalmamış ve arılar da açlıktan zayıf düşmüşse muhtemelen vereceğimiz şerbeti yiyemeyeceklerdir. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığında hemen ılık şerbet yapılır ve arıları çok ıslatmayacak şekilde kovana püskürtülür. Bu işlemle canlanan arılara daha sonra şerbet vererek kovan sönmekten kurtarılır. ı) Eğer arılık çevresinde doğal su kaynakları yoksa, arıların su ihtiyaçlarını gidereceği önlemler alınmalıdır. BALLIK KONULMASI Arılara gerekli bakım yapıldıktan sonra, ilkbaharın ilerleyen günlerinde arazide bal kaynakları gün geçtikçe çoğalır. Anası çalışkan olan ve problemleri çözülmüş kovanlar hızla gelişmeye başlar. Özellikle bölme tahtası konmuş kovanlar takip edilip, arı sıkışmadan kovan iç hacmi artırılır. Arılar çerçevelerin üst kısımlarına beyaz petek örmeye ve kovanlar da 8-9 çerçeve arıya ulaşınca artık ballık koyma zamanı gelmiştir. Ballık koymak için arıların kuluçkalıkta sıkışmasını beklememek gerekir. Çünkü sıkışan arı kolaylıkla oğul vermeye meyledecektir. Ballık konulması aynı zamanda arının oğula eğilim göstermesini engelleyen önlemlerden birisidir. Kovana ilave verilmeden önce kuluçkalıktaki çerçeveleri gözden geçirerek varsa ana memelerini temizlemek gerekir. Bu işlemden sonra ballık konur. Ballığa mümkünse 1-2 tane kabartılmış petek konulması uygun olur. Eğer arı yukarı çıkmakta nazlanıyorsa bu kabartılmış peteklere şerbet dökülür. Ayrıca kuluçkalıktan alınacak arılı bir çerçevenin ballığa konulması da arının yukarı çıkmasını teşvik eder. Arılar iyice çoğalıp birinci ilavedeki bütün çerçeveleri kabartarak bal koymaya başladıklarında artık ikinci ballığı koyma zamanı da gelmiştir. İkinci ballık genellikle birinci ballıkla kuluçkalık arasına konulur. İkinci ballığı koyma esnasında da kuluçkalığı iyice gözden geçirerek varsa ana memelerini keserek kovanın oğul eğilimini engellemek gerekir. İlkbahar mevsimi kuluçka faaliyetlerinin en yoğun olduğu dönemdir. Oğul dönemiyle birlikte ana arı yumurtlamayı kestiği için bu faaliyet durma noktasına gelir. İlkbaharda kovan içinde kuluçka faaliyetlerinin olanca hızıyla sürdüğünün ve koloniye yeni bireylerin katıldığının en büyük göstergesi genç arıların kovan belleme uçuşlarıdır. Özellikle öğleden sonraları genç arılar kovan dışında yüzleri kovana dönük olarak toplu halde uçuş yaparlar. Bu uçuşlar kalabalık olursa çoğu zaman acemi arıcılar tarafından oğul çıktığı zannedilir. Oğul Mevsimi OĞUL NEDİR? Koloni olarak yaşayan arılar yine koloniler şeklinde bölünerek çoğalır. Bu bölünme bir kısım arının, ana arıyla birlikte kovanı terk etmesiyle oluşur. Koloninin bu şekilde bölünmesine oğul çıkarma denir. Kovanı terk eden yeni koloni ise oğul arısı şeklinde isimlendirilir. Oğul mevsimi arıcının arılıkta en yoğun çalıştığı dönemlerden birisidir. Bu süre içinde kovanların kontrolü iyi yapılmalı ve günün belirli saatlerinde muhakkak arılıkta bulunmaya dikkat edilmelidir. İlkbaharda süratle çoğalan ve artık kovana sığamayan arı kolonisi oğul çıkarma hazırlıklarına başlar. Özellikle bal kaynaklarının çok olduğu ve mevsimin de müsait olduğu senelerde bu olay çok sık görülür. Oğul mevsimi genelde Mayıs ayının başından Haziran ayının ortalarına kadar devam eder. Bu dönemin başlangıcı ile bitişi iklim, hava ve coğrafi şartlara göre değişir. Nektar akımının doruğa çıktığı büyük bal toplama mevsiminin başlamasıyla oğul mevsimi de sona ermiş olur. Koloninin oğul çıkarma hazırlığına başladığının en önemli işareti kuluçkalık çerçeveleri üzerinde görülen ana arı memeleridir. Normalde her kovanda bir tane ana arı bulunur ve bu ana arı başka bir ana arı ile karşılaştığında aralarında ölümüne bir savaş başlar. Kovandaki ana arı, işçi arılar tarafından yapılan yeni ana memelerine bile tahammül edemez ve tahrip etmeye çalışır. Ama oğul mevsiminde işçi arılar yeni ana arı üretmek için peteklerin alt kısımlarında, yüksük şeklinde ana arı hücreleri yaparlar ve ana arının bu hücreleri tahrip etmesini engellerler. Genç ana arı çıktığında işçi arılar bunların kavga etmesine izin vermez. Buna sinirlenen eski ana arı yumurtlamayı ve beslenmeyi bırakır. Zayıflayarak uçmaya hazır hale gelir. Havanın müsait olduğu bir gün yanına bir kısım işçi arıyı da alarak kovanı terk eder. Ana arı çevrede müsait bir ağaç dalına konar. Kendisini takip eden diğer arılar da üst üste konarak küme şeklinde bir salkım oluşturur. Salkım şeklindeki oğul arısı arıcı tarafından usulüne uygun şekilde alınarak yeni bir kovana konur. Mevsimin müsait olduğu zamanlarda ikinci, üçüncü, hatta altıncıya kadar oğul çıkabilir. Fakat çıkan her oğul kovan nüfusunun azalması ve kovanın gücünü yitirmesi anlamına gelir. Bal verimini yüksek tutmak isteyen arıcı doğal oğul çıkışını engellemek zorundadır. Hiç değilse ilk oğuldan sonra çıkan oğullara izin vermemek gerekir. Çünkü oğul sayısı arttıkça, çıkan oğulların nüfusu azalır. En son çıkan oğullar çoğunlukla kendilerine kışın yetecek besin ve nüfus sayısına ulaşamazlar. Arıcının bu kovanlara bakması gerekir. İlk çıkan oğulun anası çiftleşmiş olduğu için döllüdür ve hemen yumurtlamaya başlar. Fakat daha sonra çıkan oğulların genç anaları çiftleşmedikleri için, doğumlarından 5 ya da 6 gün sonra döllenme uçuşuna çıkarlar. OĞUL YAKALAMA Her ne kadar kovandan doğal oğul çıkması modern arıcılık tekniklerine aykırı olsa da, zaman zaman çeşitli nedenlerle doğal oğul çıkışı engellenemez. Oğul genellikle saat 9-12 arasında çıkar. Yazın sıcak günlerinde daha geç saatlerde çıktığı da görülür. Kovandan çıkan ilk oğullar anaları yaşlı olduğu için uzağa uçamaz, bu yüzden nispeten arılığın yakınına ve alçak yerlere konarlar. İkinci, üçüncü ve daha sonraki oğullar ise anaları genç olduğu için daha uzaklara uçma ve yükseğe konma eğilimindedirler. Hatta bazen bu oğullar hiç konmayarak doğrudan yeni yuvalarına doğru uçabilirler. Oğul çıkmaya başladığında arıların konmasını sağlamak için çeşitli yöntemler uygulanır. Teneke çalmak, iki taşı birbirine vurmak, arıların üzerine toprak atmak gibi. Bu yöntemlerin doğru olduğunu savunanlar olduğu gibi sakıncalı olduğunu iddia edenler de vardır. Bizim de uygulayıp başarılı sonuç aldığımız yöntem, çıkan arıların üzerine su serpmektir. Süpürgeyle ya da başka bir yöntemle üzerine su serpilen arılar yağmur yağdığını zannederek, kısa zamanda toplanmaya başlarlar. Çıkan arı eğer kümelenmek için bir yer bulamazsa uzaklara uçar gider. Bunu engellemek için eğer arılık ve çevresinde ağaç yoksa önlem olarak yere ağaç dalları dikmek gerekir. Oğul kümesinin alçak ve daha rahat alınabilir yerlere konmasını sağlamak için, konmasını istediğimiz yere oğul otu (melissa) ya da piyasadan alacağımız oğul kokularından sürmek faydalıdır. Oğul koymayı düşündüğümüz kovanı daha önceden hazırlamak gerekir. Arı kolonisinin sağlıklı olarak yaşayabileceği özelliklere sahip kovana temel petek takılmış çerçeveler konur. Eğer mümkünse 1-2 çerçevenin kabarmış petek olması çok iyi olur. Çerçeveler arasında 2 cm boşluk bırakılır. Bu kabarmış peteklere bal ya da şeker şerbeti sürülürse, arının kovana girmesi ve orayı yuva olarak kabul etmesi daha kolay olur. Eğer mümkün değilse oğul kokusu sürülmüş bir parça pamuk kovan içine bırakılır. Oğul çıkıp bir yere konduktan sonra zaman geçirmeden, kovana alma çalışmalarına başlamak gerekir. Çünkü belli bir zaman yerinden alınmayan arılar yeni yuvalarına doğru uçarak giderler. Oğulun konduğu yer çok güneş altıysa muhakkak üzerine temiz bir bez örtülerek gölge yapmak gerekir. Oğulun konduğu yer alçaksa kovan doğrudan arıların yanına götürülür, arılarla kovan arasına bir bez serilir, arka taraftan duman verilerek arıların bez üzerinden yürüyerek kovana girmeleri sağlanır. Arıları yönlendirmeyi kolaylaştırmak için bir kaz tüyü ya da arıcı fırçasıyla arılar kovana doğru hafifçe süpürülür. Kovandaki balın ya da balmumunun kokusunu alan arılar bir sürü gibi kovana girmeye başlarlar. Arılar bir kaç metre yükseklikte bir yere konmuşsa, yere genişçe bir bez serilir. Kovan sehpa ya da iskele gibi bir yüksekliğin üzerine konularak arıların altına getirilir. Ya da mümkünse bir kişi kovanı kaldırarak tutar. Dal sert bir silkelenir ve arıların toplu bir şekilde kovanın içine düşmeleri sağlanır. Kovan yere, bezin üzerine konur ve havada uçuşan diğer arıların da kovana girmesi beklenir. Ana arı kovana girince diğer arılar hiç nazlanmadan yeni yuvalarına girerler. Arıcı kovan etrafındaki arıların hareketlerini takip ederek ana arının girip girmediğini anlayabilir. Eğer arılar tekrar sürü halinde dalda kümelenmeye başlıyorsa buradan ana arının kovanda olmadığı anlaşılır. Bir de ana arı kovana girince, kovan etrafındaki arılar iğnelerini gökyüzüne doğru çevirip kanat çırparak vızıldamaya başlarlar. Havada uçuşan arılar bu hareketi görünce kovana girmeye başlarlar. Oğulun konduğu yer yüksekte bir ağaç dalı ise, sakıncası yoksa arıları sarsmadan dal yavaşça kesilir. Kovanın önüne genişçe bir bez serilir, bezin bir kenarı kovan giriş tahtasının üzerine doğru konur. Dal yavaşça bezin üzerine silkilir ve bezin üzerine bırakılır. Arılar sürü şeklinde kovana girmeye başlarlar. Dal kesilemeyecek şekildeyse, uzunca bir sırığın ucuna bir teneke ya da oğul torbası bağlanır. Tenekenin içine bir parça ballı petek yerleştirilir. Teneke uzatılarak arıların altına getirilir, başka bir sırığın yardımıyla ya da merdivenle ağaca çıkarak, dal kuvvetlice silkilir. Teneke veya oğul torbası aşağı indirilerek kovana boşaltılır. Arıların hepsi alınamadıysa bu hareket bir kaç kere tekrarlanır. Anaarının kovana girdiği anlaşılınca kovanın üzeri kapatılır. Bir başka pratik oğul yakalama yöntemi ise şudur: Eski bir sapsız sepet oğulun üzerine dikkatlice konur, alttan yavaş yavaş duman verilir. Arılar genellikle kapalı ve karanlık yerlere girme eğiliminde olduklarından üstlerine konmuş olan sepetin içinde toplanırlar. Bütün arılar sepete girdikten sonra fazla sarsmamaya dikkat edilerek, sepetin üzeri kapatılır ve arılar yeni kovanlarına konur. Bu yöntem özellikle arılıktan çok uzak mesafeye konmuş olan oğulları yakalayıp geri getirmek için pratiktir. Arılar kovandan oğula çıkarken kursaklarını balla doldururlar, bu yüzden oğul arıları sakindir ve kolay kolay sokmaz. Bu sayede arıcı rahat rahat çalışabilir. Oğul yerleştirilen kovan daimi yerine konur ve mümkünse üzeri örtülerek serin kalması sağlanır. Ertesi gün çıtaların arası normal durumlarına getirilir. Arıların zaptetmediği çerçeveler alınarak kovan bölme tahtasıyla bölünür. OĞUL ENGELLEME YÖNTEMLERİ Bir arı kolonisinin oğul çıkarma arzusunun nedenleri bilinirse, bunu engellemenin yöntemleri de kendiliğinden ortaya çıkar. Bu nedenler kısaca şunlardır: 1) Arı nüfusu kovan içinde çok sıkıştığı zaman oğul çıkararak bu sıkışıklıktan kurtulmak ister. İçerideki sıkışıklığın en büyük göstergesi ise özellikle günün sıcak saatlerinde arıların uçma tahtasının üzerinden aşağıya salkımlar oluşturarak sarkmalarıdır. Bu o kovanın oğul çıkarma eğiliminin ilk işaretidir. 2) Kovan içi havalandırma çok iyi değilse ya da kovan kızgın güneş altında bulunuyorsa arılar içeride bunalır ve oğul çıkarma eğilimine girer. 3) Ana arının yumurtlama alanlarının bitmesi. Ana arı petekler üzerinde yumurtlayacak boş hücre bulamıyorsa kovan yine oğul eğilimine girer. 4) Oğul çıkarma eğilimi o arı ırkının kalıtımsal bir özelliği olabilir. Bu tür bir özelliği olan arı ırkı kolayca oğul çıkarma eğilimine girer. Arı kolonisinin oğul çıkarma eğilimini engellemek için alınması gerekli önlemler ise şunlardır: 1) İlkbaharda hızlı kuluçka faaliyeti sonucunda nüfus iyice arttığı için, arılar kuluçkalıkta sıkışmadan ballıkların konulması gerekir. 2) Havaların iyice ısınmasıyla birlikte arıların kovana rahatça girip çıkmalarını sağlamak ve kovan içi havalandırmaya yardımcı olmak için, kovan giriş delikleri sonuna kadar açık hale getirilir. Kovan kızgın güneş altında bırakılmaz gölge altına koymak mümkün değilse, üzeri dal, çalı, ot vesaire ile örtülür. 3) Çok hızlı gelişen ve oğul çıkarma eğilimine gireceği anlaşılan kovanlardan kapalı gözlü yavrulu çerçevelerden alınarak zayıf kovanlara verilir, böylece koloninin çok hızlı gelişmesi yavaşlatılmış olur. 4) Ana arıya yumurtlayacak boş alan sağlanır. Eğer kuluçkalıktaki çerçeveler aşırı yavru ya da aşırı bal depolama yüzünden bloke olmuşsa, bunlar alınarak yerine boş çerçeveler konur. Böylece ana arının rahatlıkla yumurtalarını bırakacağı alanlar sağlanmış olur. Eğer çerçeveler bal yüzünden bloke olmuşsa, bunların yerine kabartılmış petekli çerçeve koymamak gerekir. Çünkü arılar bu çerçeveleri de hemen bal ile doldurarak ana arının yumurtlamasına imkan vermezler. Temel petekli çerçeve takılırsa, petekler kabartıldıkça ana arı yumurtasını koyma imkanı bulur. Ana arıya bol yumurtlama alanı açmak için kuluçkalıktaki üzeri sırlanmış yavru gözlü çerçevelerden 4-5 tanesi alınarak yerine temel petek takılmış çerçeve konur. Yavrulu petekler ise ballığın ortasına yerleştirilir. Böylece kuluçkalıkta ana arıya yumurtlayacak geniş bir alan yaratılmış olur. Eğer kuluçkalıkla ballık arasına ana ızgarası konursa ana arı üst kata çıkıp yumurtlayamayacağı için, kapalı gözlerden yavrular çıkmaya başladıktan sonra arılar üst kattaki boş peteklere hemen bal doldurmaya başlar. 5) Kuluçkalıktaki çerçeveler haftada bir kontrol edilerek varsa ana arı yüksükleri imha edilir. Ana arı yüksüklerinin yapılmış olması kovanın illaki oğul çıkaracağı anlamına gelmez. Bu yüzden içinde yumurta bulunmayan hücreleri bozmak için zaman harcanmamalıdır. Eğer bu yüksüklerin içine yumurta ve arı sütü bırakılmışsa bu oğul hazırlığının en önemli işaretidir. Bu yüksükleri imha ederken dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan birisi de, kapalı olup olmadıklarıdır. Henüz kapatılmamış üzeri açık olan yüksükler rahatlıkla imha edilebilir. Fakat eğer kapalı ana arı yüksüğü varsa bu o kovanın oğul çıkardığı anlamına gelir. Bu yüzden bütün yüksükleri imha etmek o kovanı ana arısız bırakmak demektir. Kapalı yüksükler görüldüğünde bunlardan 1-2 tanesini seçerek bozmadan bırakmak gerekir. İri, gösterişli ve üzeri pütürlü olan ana memeleri tercih edilmelidir. Oğul vermek amacıyla yapılan ana arı yüksüklerinin sayısı genelde 10-15 kadardır. Ana arıyı değiştirmek için yapılan yüksükler ise 2-4 tane civarındadır. Oğul için yapılan yüksükler, ana arıdan gizlemek için çerçevelerin dip taraflarında, gizli köşelerinde bulunur. Ana arıyı değiştirme amacıyla yapılan yüksükler ise çerçevenin ortasında, kuluçkanın bol olduğu alanlarda yer alır. İlk çıkan oğulun hangi kovandan çıktığı görüldüyse, diğer oğulları engellemenin en pratik bir yolu da şudur: Ana kovan yerinden kaldırılıp arılıkta başka bir yere taşınarak, oğul arısı ana kovanın yerine konur. Böylece dışarıdaki tarlacı arılar da oğul kovana dahil olarak koloniyi çok güçlü bir hale getirirler. Tarlacı arılarını kaybettiği için nüfusu iyice azalan ana kovan ise oğul çıkarmaktan vazgeçer. 6) Bazı arılar ırk özelliklerinden dolayı oğul çıkarmaya daha kolay eğilim gösterirler. Bu yüzden oğul eğilimi daha düşük olan ırklarla çalışmak gerekir. Her arıcı kendi arılığındaki oğul çıkarma eğilimi düşük olan kovanları belirlemeli ve bu kovanlardan ürettiği ana arıları diğer kovanlara vererek, kendi arılarının oğul çıkarma eğilimini en düşük seviyeye getirmelidir. Oğul çıkarma eğilimi yüksek kovanların ana arıları ve erkek arıları fırsat buldukça imha edilmelidir. 7) Hızla gelişen kolonilerden suni oğul almak doğal oğul çıkışını engelleyen en önemli uygulamalardan bir tanesidir. SUNİ OĞUL ALMA Oğul mevsimi yaklaştığında, doğal oğul çıkışını beklemeden arıcı tarafından alınan oğula suni oğul denir. Suni oğul iki nedenden dolayı alınır. Birincisi büyük oğul mevsiminde hızla gelişen kovanın gelişme hızını azaltarak doğal oğulun çıkışını engellemek için. İkincisi ise kovan sayısını artırmak için. Sebebi ne olursa olsun, suni oğullar iyi huylu, çalışkan, sokucu olmayan, kolayca oğula meyletmeyen ve diğer üstün niteliklere sahip kovanlardan alınmalıdır. Suni oğulun doğal oğula göre en büyük avantajı, oğul alma zamanına arıcının kendisinin karar vermesidir. Doğal çıkan oğul arısının zamanı önceden kestirilemez ve bazen arıcı arılıkta değilse bu arı kaçar gider. Ya da çok yüksek bir yere konan doğal oğulu almak için saatlerce uğraşmak gerekebilir. Suni oğulu artık soğukların bittiği ve doğal oğul mevsimine yaklaşık 15-20 gün kaldığı zamanlarda alırsak en verimli sonucu elde ederiz. Suni oğul alınmış kovanların beslenmesine özel bir önem vermek gerekir. Genel olarak suni oğul alma uygulamasında iki ana yöntem vardır: 1) Bölme Oğul: Bölme oğulda bir arı kovanın gücü ikiye bölünür. Oğul mevsiminin yaklaştığı günlerde üstün ırk özelliklerine sahip olan ve kuluçkalığı iyice dolmuş bir kovandan suni oğul alımına gidilir. Sıcak bir günde ikindiye doğru kovan açılarak, yavrulu, ballı ve polenli çerçevelerden 4-5 tanesi oğul olarak bölünecek kovana arılarıyla birlikte konur. Bu şekilde suni oğul alındığı zaman ana arı ya ana kovanda, ya da oğul olarak ayrılan kovanda kalır. Bu sırada arıcının ananın hangi kovanda kaldığına dikkat etmesi ve anasız kalan kovanın bir an önce anaya kavuşturulması çalışmalarına başlaması gerekir. Anasız olan kovan eğer uygun yumurta ve larvalar varsa kısa zamanda ana memelerini yaparak yeni anaya sahip olur. Eğer elde varsa yedek ana arı verilebilir ya da başka bir kovandan ana arı memesi kesilerek anasız kovana verilebilir. İyi beslenirse bölünen her iki kovan da kısa zamanda gelişir. 2) Devşirme Oğul: Bu uygulama da ise birden fazla kovandan alınan arı ve peteklerle yeni bir kovan yapılır. Bu yöntemin avantajı az sayıda çerçeve alındığı için anaç kovanı zayıflatmayışıdır. Devşirme oğul iki veya daha fazla sayıdaki kovandan alınabilir. Çeşitli yöntemlerle devşirme oğul alınabilir: a) İki veya daha fazla kovandan birer ikişer ballı, polenli, yavrulu ve arılı çerçeveler alınarak boş bir kovana konur. Arı birleştirme esansı kullanılarak arıların kavga etmeleri önlenir. Bu uygulamada ana arının ana kovanda kalmasına dikkat etmek gerekir. Yeni kovana bilinen usullerle yeni ana arı verilir. b) Bir kovandan 4-5 yavrulu petek alınır fakat üzerindeki arılar silkilir. Petekler boş bir kovana yerleştirilir. İkinci ana kovan başka bir yere götürülür ve onun yerine içine petekleri koyduğumuz yeni kovan konur. Böylece anaç kovanın dışarıda çalışmaya giden arıları yeni kovanda çalışmaya başlarlar. Bu yöntemde ana arının yanlışlıkla oğula verilmesi ihtimali yoktur. Bu yöntemde yavrular bir kovandan, arılar başka bir kovandan alınmış olur. Bilinen yöntemlerle kısa sürede ana arı vermek gerekir. c) Boş kovana suni petek takılmış çerçeveler konur. Anaç kovan yerinden kaldırılır ve yerine boş kovan konur. 4-5 çerçeve arı ana arıyla birlikte yeni kovana silkilir. Yer değiştirildiği için ana kovanın dışarıdaki işçi arıları da oğul kovana tabi olurlar. Ana kovana kısa sürede ana arı verilir ayrıca oğul arıyı da güzelce beslemek gerekir.